UHUT SAVAŞI
Bedir’de kaybetmek kini artırır
İntikam almaya yemin ederler
Lider ölmüş Mekke başsız kalmıştır
Toplanıp Süfyan’ı başkan seçerler
Başkan olur ama acısı dinmez
Oğlu yakınları öldürülmüştür
İntikam almadan evine gitmez
Saç sakal kesmemek verilmiş sözdür
Karısı hind ondan geriye kalmaz
İntikam almayı daha çok ister
Başına gelenden biraz ders almaz
Onların kanını içeceğim der
Kervan mallarının katılım payı
İlk sahiplerine dağıtılıyor
Kar olarak dönen artan parayı
Ordu kurmak için başkan alıyor
Kureyş büyükleri öldürülmüşse
İntikam gerekli tez alınmalı
Yakını ölenler kara giymişse
Arapların hepsi birlik olmalı
Mekke dışından da katılımlarla
Sayı üç bin olur askeri kuvvet
Üç bin adet deve iki yüz atla
Yedi yüz zırhlıda görünmüyor et
On dört kadın vardır savaşa giden
Hind yemin etmiştir uygulayacak
Amca Abbas haber uçurur erken
Derki Mekke’liler sizi vuracak
Peygamber haberi gizli tutarak
Keşif etmek için adam gönderir
Aldığı haberle emin olarak
Savaş meclisinde değerlendirir
Resulullah şehri savunmak ister
Gençler savaşalım meydanda diyor
Peygamber onlara uyarak gider
Abdullah Bin Umeyy desteklemiyor
Bu kişi münafık olduğu için
Üç yüz kişi ile geri çekilir
Gayesi bellidir ordu yenilsin
Yedi yüz kişiyle gidelim denir
Cumartesi sabah uhut dağına
Sırtını vererek saf tutar ordu
Düşman alınmıştır gözlem altına
Savaş pilanını duyuruyordu
Düşmanın sızacak geçit yerleri
Okçular konarak sağlam tutuldu
Abdullah Bin Cübeyr ve elli eri
Terk etmeyin denip gözcü konuldu
On bir şevval günü savaş başladı
Tek tek vuruşlarda Ali Hamza var
Peygamber taktiği işe yaradı
Müslümanlar galip müşrikler kaçar
Hamza kükremiştir kılıç sallıyor
Önüne geleni kırar geçirir
Tef çalan kadınlar, düşman kaçıyor
Netice almadan kazandık denir
Hızlı bir takiple kovalamadan
Kılıç bırakılır ganimet için
Görevli okçular koşar oradan
Ayrılmamaları emirdi kesin
Halit Bin Velit’le iki yüz kişi
Bu anı görünce geçide gelir
Okçular gidince zor olmaz işi
Aleyhte durumu lehe çevirir
Durumu görünce müşrikler döner
Yeniden saldırır Müslümanlara
İslam ordusunda şaşkınlık sürer
Emri dinlememek ceza onlara
Önden ve arkadan düşman vurunca
Karışıklık anı yaşanmaktadır
Hamza’yı arayan Vahşi bulunca
Ona doğru mızrak fırlatmaktadır
Hamza yere düşer vahşi saldırır
Ciğerini alır Hind’e götürür
Bu iğrenç kadın da ağzına alır
İntikam aldım der yere tükürür
Musab Bin Umeyr’i öldüren kişi
Peygamber sanarak öldürdüm diyor
Bu durum daha da bozdu gidişi
Resul savaşmaya devam ediyor
Müşrikler resule hücum ederken
Müslümanlar onu koruyorlardı
Yanında pervane olup dönerken
Bedenleri kalkan yapıyorlardı
Peygamber veriyor tek tek okları
Sad Bin Ebi Vakkas hedefe atar
Bu durum yıldırır toplananları
Ümitsizlik başlar geriye kaçar
Karşı dağa geçen Ebu Süfyan’ı
Peygamber uhut’a çıkarak izler
Yanağı yarılmış akıyor kanı
Kırılan dişini kızı temizler
Hazreti Ömerle Süfyan konuşur
Müslümanlar yetmiş şehit vermiştir
Müşrikler ölüye vahşi davranır
Kadınlar kulaklar burun kesmiştir
Kesilen organlar gerdanlardadır
Uhuttan ayrılan Ebu Süfyan’da
Medine’ye dönmek arzusu vardır
Tahmin eden Resül Mekke yolunda
Yetmiş süvariyle takibe alır
Pazar günü gider mekke’ye doğru
Sekiz kilometre arkalarından
Zor şartlara rağmen başarır zoru
Müşrikler gelemez korkularından
Üç gün bekleyerek konduğu yerde
Savaştan yılmadık mesajı verir
Cesareti ile büyür gözlerde
Süfyan’ı Mekke’ye geri gönderir
Savaşın başında galip gelirken
Gaflet dikkatsizlik mağlup etmiştir
Sonradan yeniden toparlanırken
Müslümanlar yine üstün gelmiştir
Niğmetullah UÇAR
Antalya
06.06.2007
Kayıt Tarihi : 15.9.2007 11:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!