Peygamber Efendimiz (asv) 'in mübârek lisanından İsrâ ve Miraç mu'cizesi
İsrâ ve Mirâc mûcizesi, zaman ve zemin kayıtlarının dışında mülk ve melekûta dâir sırlarla dolu Resûl-i Kibriyâ Efendimiz (asv) 2in muâzzam bir mûcizesi olduğundan, müteaddid tariklerle güzîde Sahabîler tarafından Peygamberimiz (asv) 'den nakledilmiştir. Bu hâdise Sahabîlerin rivayetlerine göre şöyle olmuştur:
Resûl-i Kibriyâ Efendimiz (asv) , bir gece Kâbe-i Muazzama’nın Hatîym kısmında yatarken, Hz. Cebrail (a.s.) gelip göğsünü yardı ve kalbini Zemzem suyu ile yıkadıktan sonra içine hikmet doldurup eski haline koydu. Sonra beyaz bir binek [Burak] getirildi. Habib-i Kibriyâ Efendimiz (asv) , ona bindirildi. Cibril’in (a.s.) refakatında yol aldılar.
Burak, adımını, gözün erişebileceği yerin ilerisine atıyordu.
Resûl-i Ekrem Efendimiz (asv) , Cibrîl (a.s) ile birlikte Beyt-i Makdis’e vardı. Orada, bütün peygamberlerin toplanmış olduğunu gördü. Onlara imam oldu ve birlikte namaz kıldı.
Resûl-i Ekrem Efendimiz (asv) 'in, Mescid-i Aksâ’da bütün peygamberlere imam olarak namaz kıldırması demek onların şeriatlarının asıllarına vâris-i mutlak olduğunu göstermesi demekti.
Sunulan üç bardak
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta