EFENDİM
Ey Âlemlerin Efendisi, salât-ü selam olsun yüzlerce binlerce, tüm dünya mazlumlarının ahu adetlerince, selam olsun.
Efendim, siz gelmezden evvel ufuklar kap karanlıktı, süflî arzular ulvi duyguları esareti altına almış, belden aşağıya kilitlenmiş akıllar insanı şehvet çukuruna sürüklemiş, insanlık güneşleri dürülmüş, ayın önüne azap bulutları serilmiş, yıldızlar kararıp dökülmüş, sanki dünyaya kâbus çökmüştü. Herkes bu kâbus dolu dünyada kendi yolunu bulmak için ateşini kendi yakıyor ve tıpkı pervaneler gibi o ateşin içine koşuyorlardı.
Efendim, yine tüm bunlar sizi, çocuğunu kaybeden anne gibi, Hacer validemizin İsmail’e su aradığı gibi koşturup sizi arıyorlardı. Sizleri herkes bekliyor ve arıyordu ama bazıları sizleri efendim daha çok bekliyorlardı.
Siz gelmeseydiniz Efendim, hür doğmasına rağmen ve yine hür doğan diğer insanlarca köleleştirilen insanlar nasıl özgürlüklerine kavuşup aynı safları paylaşacaklardı.
Siz gelmeseydiniz Efendim, pazarda gelip geçici dünya metaı olarak satılan, doğurduğu çocuğa annelik vazifesi verilmeyen ve çoğu zaman gözleri önünde çocuğu diri olarak toprağa gömülen, birlikte yaşam için değil de sadece hayvani güdüleri tatmin için birlikte olunan kadınlara, nasıl evlilikle erkelere eş olmayı öğretecek, çocuğun doğumunu tüm mutluluğu ile müjdeleyecek ve onu çocuğunu iyi yetiştirmesi karşılığı cennete koyacak ve cenneti onun ayakları altına serecek ve eşlerin birbirlerine vazifelerini öğretecekti.
Siz gelmeseydiniz Efendim, zalimlerin zulmü altında inleyen mazlumların hakkını savunacak “Hılfulfudul” u kuracak ve haklarını almak için haykıracaktı. Siz gelmeseydiniz Efendim, Bilal’i kim tanıyacak, Suheyb’e, Selman’a kim itibar edecekti. Siyahî olan Usame, içlerinde Ebu Bekir’in de bulunduğu bir İslam ordusuna nasıl komutan olacaktı.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Selam sana ey Muktedayı Ekmel, Ne olur bekletme artık, ufkumuza yeniden bir güneş gibi doğ.Taşlayanlara Allah hidayet nasip etsin.Gerçeği idrak edebilseler yaparlar mı hiç.Muhabbetin daim olsun Kardeşim...Tam P.
Üsveyi hasene olan efendimize yakışır bir betimleme
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta