Pes! Şiiri - Yorumlar

Osman Aktaş 2
31

ŞİİR


16

TAKİPÇİ

Altta paçalı don, başında bone;
"Hot-spring", "cold-spring"
Tatlı-acı tüm sulara abone.
Havuzda hamaklanır,
Esmer yüzünde nehir köpüğü yumaklanır.
Nasıl da mutlu bilemezsiniz denizde
Fenerli, fistonlu,

Tamamını Oku
  • Yüksel Nimet Apel
    Yüksel Nimet Apel 23.10.2013 - 01:27

    Sayın Aktaş şiiriniz harikaydı...Pes'li şiirleri çok severim...En sonunda pes dedirtirler insana...Su gibi akıvermiş gitmiş şiir. Daha gidermiş ama değerli şair kalemiyle bent koymuş şiirinin önüne. Yoksa daha çok çağlarmış.Tebrik ediyorum sayın Aktaş, ayrıca bu paylaşıma teşekkürler.Seçici kurulun da emeklerine sağlık.Sonsuz selam ve sevgilerimle nice şiirlere...

    Cevap Yaz
  • Rahime Kaya
    Rahime Kaya 23.10.2013 - 00:31

    İstanbul'un gerçek resmi...
    Günün şiirini ve şairini içtenlikle kutluyorum. Saygıyla

    Cevap Yaz
  • Nehir Özen
    Nehir Özen 23.10.2013 - 00:26

    günün şiirini yürekten kutluyorum, çok güzeldi.. saygılar..

    Cevap Yaz
  • Talat Semiz
    Talat Semiz 05.03.2013 - 23:38

    Türk Edebiyat Tarihinde (hicvin) mizahın yeri alabildiğine geniştir. Elbette gerçek değildir, ama yine de şaka yollu anlatırlar. Devletlü Sultanımız muhteşem sarayının verendasından Boğaz'ın güzelliklerini syrederken içinden şiir yazma hevesi gelmiş ve hemen ilk dizeyi kondurmuş.

    *Şu boğazın güzelliklerine bakıp bakıp ağlamalı...*

    Bu dizeden sonrasını bir türlü getirememiş. Birçok kez denemiş olmasına rağmen nedense bir türlü şiire devam edememiş ve yanındakilere ne yapması gerektiğini sormuş. Bunun üzerine 'Has' adamları bu şiiri Namık kemal'in tamamlayabileceğini söylemişler. 'Tiz haber iletin gelsin' diye emretmiş. Namık Kemal gelmiş, Padişah'ın yazdığı ilk dizeyi okumuç:

    *Şu Boğaz'ın güzelliklerine bakıp bakıp ağlamalı*
    *Padişahımız oynatmıştır, elini kolunu bağlamalı*


    Olur mu canım demiş Ulu Devletlü... Namık kemal neden olmasın Padişahım!.. Güzelliklere bakılkıp ağlanılmaz ki !..

    Bir devrin şaşalı, tantanalı bilinçsiz yapısı, 6 bin kilometrekarelik toprakların kazancını Boğazda'ki saraylarda yemek içi kullanılmış ve sonunda sıra memleketi düşmana peşkeş çekmeye kadar dayanmıştır. İşte geri getirilmek istenen anlayış... Kaleminizi kutluyorum. Sonsuz sevgiler, başarıla...

    Cevap Yaz
  • Necdet Arslan
    Necdet Arslan 05.03.2013 - 19:14


    İstanbul'u çoğu kez 'karma sergi'lerle özdeşleştiririm.Malzeme ve teknik açısından çeşitlilikler içeren o sergilerdeki karmaşayla özdeşleştiririm bu 'Koca Kent'i.

    Geleneksel peyzaj anlayışımızın yansımalarından oluşan yapıtların sergilendiği o sergileri gezerken izlediğim karşıtlıklar İstanbul için de geçerlidir.

    Alternatif yaşamların her çeşidine rastladıkça bu sav'ım daha da perçinlenir İstanbul için.

    Ressamlar tuval üstüne uygularlar işlerini.İstanbul üstüne ise bilinen/bilinmeyen insanlar...
    Ayırdındalığını reddetmek olanaksızdır İstanbul'un görünürlükleriyle ilintili.
    Dost AKTAŞ imgelere gereksinmeden,okurda hayretler uyandırıcı görünürlükleri yakın plana getiriyor şiiriyle.Masalvari figürleri,mekanları ironik algılar yükleyerek getiriyor.Böylelikle bilinçleri harekete geçirmek istiyor.Özenle kurgulanarak oluşturulan bu özel şiir evreninin içinde yeni bir oyun alanı çok çarpıcı bir detaylarla varlaştırılıyor.

    Gerçeğin sunumunda bu anlatım estetiğinin yeğlenmiş olmasını övgüyle karşılıyorum.Şiiri çok beğendiğimi vurgulamalıyım.

    Kutluyorum Efendim.
    Erdemle.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 25 tane yorum bulunmakta