Pervaneyle Yangın Şiiri - Kaan Kılıç

Kaan Kılıç
46

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Pervaneyle Yangın

yangınımsın sarışın ah küllerimin üstünde
harlandıkça şehvetin patlayan ateşiyle
ben Mevlevi endamı döndükçe semazence
parçalanan pervaneyim kibirli ateşinde

bana yalaz bana kor bana ateş bagışla ey
çarparak ışıgında kırılmak sarhoşlugu
lütfet bu aksini gizleyen suretime
ki Mevlevi gezegen ben semazence dönenim
menzili mesafeyi hiçleyen ekseninde

farkmı bu firakmı zinhar anlaşılamaz
yananla yakılanın paradoks ekseninde
farkı vardır sanılır pervaneyle ateşin
şehvetin ateşiyle tutuşmadan az önce

yazgım yanmaksa hep azap defterlerinde
çarp dön geri çarp dön durma yine
yurt tutarım sancıyla şehvetin yangınını
ülkelerden kovulmuş uyruksuz bedenime

yangınların kasıgında hoyratça dolaşırken
gövdelenmiş yalazlar harlandı bedenimde
korkunçtur ey bilseniz artık nasıl benzerdi
yananla yakılan ah sancıyla birbirine

sürtünüp ağır alevin kınına sokulurken
kından sıyrık kılıcım azgınlaşıp çekildigi
o anda ah nasıl da korkuturdu bu beni
yangınıyla yananın o korkunç benzerliği

aramızda yabanlıgı evcilleştirsin diye
şehvetin ustaca bir tercümesi olmuştuk
sevişmekle çevirip dilleri birbirine
yabancı bir dilin lehçesiyle konuştuk

mütercimken şehvetim alevinin diline
tapındıgımız ateşgahı ortasından sustuk
ben pervane sen yangın ateşinde suskunluk
ah sustukça farklı dilde harlanarak tutuştuk!

yanmanın yakılmanın rengini belirlerken
yananda benzemenin softaca sarhoşlugu
şehvetse perdesini aramıza gererken
yakılanda benzemekten kaçınmanın loşlugu

yandık ki kovulurken rahmetin ülkesinden
yandıkça ben devlesen azabımla büyürdüm
sen ejderli ateşinle doludizgın yaktıkça
büyümemle orantılı o kadar küçülürdün
çarpıp dönen pervaneyken teninin üzerinde
ateşinin lütfettigi nasip kadar büyüdüm

dönerken yörüngende suçluluk ekseninde
nefsimin islahımı haşa ki hak getire
kudurmuş köpek gibi emmareden nefsimi
sınadım o azaptar ateşin kıblesinde

sınarken şehvetin ateş güvertesinde
ıslahsız dizginlenmez vahşet kokan nefsimi
yakılan pervanenin çelikten kanatları
yorardı yangınların takatsiz ateşini

şehvetimin tonlarca gürültülü agırlıgıyla
cezbenin savletinden mecalsizdir bir yanım
alevlerin kasıgında takatsiz icarusken
taşımazki gövdemi ah balmumu kanatlarım!

Egittikçe nefsimi harlanıp anladım ki
Nefsimde yüzbinlerce kuduz iblis saklıymış
Yılan başlı kaynayan medusa yangınıyla
Anladım ki sevişmek pervaneye intiharmış!

Arılazgın sevişmekten ben bedevi pervane
Geriye kürenmiş taşlaşan külüm kalır
Cehennem öfkesiyle harlı sevda yangını
Ardında hep pervane cesetleri bırakır!

Küllerinden dogacakken beni öldüren yangın
Yalayarak geçip gitmiş yaralı yüregimden
Ben harabat pervane anka degılım anlayın
Ölmüşüm ah bir kere dogamam küllerimden!

Ben o bahtsız pervane ve artık külüm kalır
yakıldıkça yandıgımız sevda yangınlarında
Sense o körüklenip küllenen yangınsındır

Ne zaman ki zikreylesem hıçkırarak aglarım
Ah artık harlanma mecalsiz yüregimden
sen söndükçe ben öldükçe aglayarak anladım
Yananla yakılanın farkı yok birbirinden!

Kaan Kılıç
Kayıt Tarihi : 12.6.2008 18:13:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Kaan Kılıç