PERŞEMBE ŞİİRLERİ

PERŞEMBE ŞİİRLERİ

İzzet Kocadağ

Sen varsın ya içimde, bitmeyen sonsuz çilem,
Başka bir dert tanımam, yıkılsa dünya alem.
Kimse bilmez bu derdi, yalnızca bana ait,
Ne Mecnun ah eyledi, ne yandı böyle Kerem.

28 Mart 1985 – Perşembe / Ankara
..

Devamını Oku
Necmi Ünsal

Marifet yaşamak değil, yaşar hayvan da!
Marifet, dimdik kalmak, su alıp batsan da.
Boş laflar edip, su dövme köpük havanda!
Ayağın yere bassın hep, gezme tavanda!


19 Şubat 2004 Perşembe, Danimarka-Køge18:32
..

Devamını Oku
İzzet Kocadağ

Israrın anlamı yok, kalmamışsa bir umut,
Yalvarmak yok bir daha, boyun bükmek veyahut.
Ben gurbet çocuğuyum, katlanırım buna da,
Bakma ağladığıma, git artık beni unut!

29 Mayıs 1986 - Perşembe / Ankara
..

Devamını Oku
Rifat Kurtoğlu

Ordan burdan peydahlanan kürükler,
Katır gezip tay sanmasın kendini.
Yağmur yağıp kapandıkça yarıklar,
Dürzü deyyus bey sanmasın kendini.



..

Devamını Oku
Yakup Onat

Dükkancı dede haber salmış
Azrail yolum kesmiş
Hıçkırıklar boynuma dolanmış
Oy nideyim oy!
28.08.2014
Perşembe
..

Devamını Oku
Volkan Yoruç

Gurbet ellerdeyim sanırım, ama değil
Yakın desem kimse inanmaz, uzakta değil
Zormu desem yoksa kolaymı, ikiside değil
Akşam karaltısımı güneş parıltısımı, bunlarda değil
Zaman gelirde bende dönerim yuvama, ama şimdi değil


..

Devamını Oku
Sezai Güler

Bugün de böyle geçsin, öylesine, ne gelişi vakitli olsun ne de gidişi vakitsiz
Perşembe olmasın meselâ, ne bileyim eskimiş bir gün olsun ama tarihi saati belirsiz
Eh bir gün işte, günaydını haketmesin, gelişi hoşgeldinsiz gidişi güle gülesiz
Âşıklar da kusura bakmasın, şiirler aşka alerji bugün, şair aşksızlıktan zehirlenmiş, halsiz...

S.Güler-31.3.2016
..

Devamını Oku
Sezai Güler

Çarşambanın ince vedası, gün yine perşembe
Topladım eşyalarımı, önümü ardımı, içimi dışımı
Ama sana gelmiyorum, gelmem de, hiç endişe etme
Ömürde bir mahzen dahadır, bugün günlerden göçebe...

30.3.2017
..

Devamını Oku
Rifat Kurtoğlu

İnsanoğlu gülden nazik taşdan sert,
Zehir yutar ona gine aş gelir.
Çeker çeker bitmez tazelenir dert,
Kul başına türlü türlü iş gelir.

25-Mart-1995-Perşembe

..

Devamını Oku
Sezayi Tuğla

Mübarek Ramazanda pideleri kabartın.
Araba altınızda, yolculuğu abartın.
Millet burada beklesin çabuk gelirler diye
Gezin; Ankara, Tokat, Terme, Sinop ve Bartın.

Sezayi TUĞLA (30 Haziran 2016 Perşembe)
..

Devamını Oku
Nurullah Ataç

Eskiden arkadaşlarım, gönüldeşlerim vardı, arardım onları, bir gün görmesem edemezdim, özlerdim. Şimdi aylar geçiyor, ne onlar beni arıyor, ne de ben onları...

Konuşmak, ne üzerine konuşacağım? Tükettim bütün konuşacaklarımı. Ne söyleyeceğim kaldı, ne de öğrenmek istediğim. Şimdi düşünüyorum da anlıyorum: Oldum bittim çok değilmiş benim konuşacağım nenler: Üç dört konu, hepsi de o. Kim bilir ne türlü sıkmışımdır eskiden konuştuklarımı. Beni ilk gören, benimle ilk konuşan, benim bir değerim olduğunu, birçok nenler bildiğimi sanabilir: Dağarcığımda ne varsa hepsini önüne dökerim de onun için. Bir daha görüşüşümüzde gene onları açar, gene onları söylerim. Karşımdaki de çabucak anlar aldandığını, bir daha aramaz olur beni. Kapanıyorum evime, yatağıma uyanıp okumak istiyorum. Okumadığım nice betikler var, alıp alıp yığmışım. Kendime çok okuyan bir kişi süsü vermek için. Baskalarını da, kendimi de kandırmak için, başkalarından çok kendimi...

"Yalnızlık" dedim buna, iç yalnızlığı. Arkadaşların, gönüldeşlerin de, betiklerin de giremediği bir iç yalnızlığı. İlgisizlik... Buna, yaşlılık, kocamışlık demek daha doğru olur.

Perşembe, 14 Haziran 1956
..

Devamını Oku
Necla Maraşlı

Vandan bir arkadaşımla görüşüyorum günlerdir sıklıkla ya ben arıyorum ya o arıyor beni. Oysa birkaç gün öncesine gidersek aylarca araşmadığımız olmuştur. Fakat deprem haberini duyunca aklıma ilk o geldi. Elbette etrafımızda olan biten her şeyle bir bütünüz hepimiz. Ama toprağa düşen acı ilkin ona en yakın olana yürür. Ona bir şey olursa benim yapraklarım kuruyacakmış gibi bir şeydi. İyiydi, orada yaşayan herkes ne kadar iyiyse. Akrabadan insanlarımızı kaybettik dedi. Halen sürüyormuş artçılar. Artçılar ama bir yerleşim yerini yerle bir edecek kadar. Fakat orada yerle bir olacak yapı kalmadı. Yağmur yağıyormuş bugün hem soğukmuş hava. Ambulans sirenleri duyuluyor dört bir yandan. İçim ezildi o ise toprak altından sağ çıkanlar olduğunun müjdesidir bu dedi. Evsizlere çadırlar kurulmuş. Aş çadırlarından da yemek alabiliyorlarmış artık. Gelen yardımların dağıtımları düzenlenmiş. Anlattı anlattı sesi bugün biraz daha rahattı. Ve sonra duraksadı, bugün annem de yardım almış dedi. Küçük bir kutu. Eve getirmiş. Anneme vereyim dur telefonu dedi, o anlatsın, Hamide anneye verdi telefonu. Hatırını sordum önce iyiyim şükür dedi sonra durdu anladım ki ağlıyor gizli gizli. Hamide anne, iyi misin dedim tekrar. Zorlukla konuşarak, kutunun içinde yarısı kullanılmış bir paket çay vardı dedi, bir avuç toz şeker, altında altı tane elma. Mutlulukla acının birleştiği yerden doğuyor kökler. 27 Ekim 2011 Perşembe
..

Devamını Oku
Ekrem Şama

MART 2010 AYINDA SİZLERLE BULUŞUYORUZ! ..
YOLUMUZ MUTLAKAA BİR YERDE KESİŞECEKTİR!

03 Mart Çarşamba Tarih Sohbet MPL TV

05 Mart Cuma Osmanlı Tarihi dersi Bahçelievler / İst.

..

Devamını Oku
İzzet Kocadağ

İstemem senden başka, yaşamaya bir şehir,
Taşı toprağı altın, olsa türlü cevahir.
Şimdi gurbet eldeyim, ama bir gün mutlaka,
Döneceğim sana ben, sılamsın canım İzmir!

23 Ekim 1986- Perşembe / Ankara
..

Devamını Oku
Veysel Gider

Dağlarda gül, bağda gül
Bahçelerde açan gül
Siz hep bir yana durun
Özümdedir gerçek “GÜL”

11.04.1996 Perşembe.
..

Devamını Oku
İzzet Kocadağ

Gönlüme ateş düştü, ayrılık ölümden zor,
Aslı’nın yokluğunu, git bir de Kerem’e sor,
Katlandım her acıya, uydurup bir teselli,
Başka çare yok dostum, hayat devam ediyor.

26 Mart 1987 – Perşembe / Ankara
..

Devamını Oku
İzzet Kocadağ

Ağla gözüm bir daha, nasılsa bu kaderin,
Giden gözyaşın olsun, beraberinde yârin.
Üst üste hep ayrılık, denmiş alın yazına,
Silmenin mümkünü yok; öyle net, öyle derin.

14 Eylül 1989-Perşembe/ Ödemiş
..

Devamını Oku
İzzet Kocadağ

Vurup hançeri gittin, şu bağrım kızıl kanda,
Dönüp bir kez bakmadın, ne bıraktın arkanda.
Canı helâl eyledim, ama aşkımı asla...
Bilmiş ol Mahşer günü, iki elim yakanda.

25 Ekim 1984 – Perşembe / Ankara
..

Devamını Oku
İzzet Kocadağ

Görmüyor musun gönül, açık seçik besbelli,
O yar başka birini seviyor işte deli,
Yalvarıp yakarmalar, pek bana göre değil,
Serde yiğitlik vardır, terk-i diyar etmeli.

3 Kasım 1988-Perşembe /Ankara
..

Devamını Oku
İzzet Kocadağ

Caddeler, sokaklar boş; bu akşam her yer ıssız,
Gökyüzü kara katran, ne ay var ne de yıldız!
Evli evine gitmiş, köylü köyüne çoktan,
Şu gölgem de olmasa, kalmışım yapayalnız.

31 Ağustos 1989 / Perşembe - Ödemiş
..

Devamını Oku