Benim Perşembem... Senin Perşemben...
Onun Perşembesi
Yani Velhasıl Bizim Perşembemiz...
Bizlerin Perşembesi...
ACABA ONU HiÇ KiMSE KAALE ALIP
YAZIP TANITTIMI BiLMiYORUZ
BiLMEM BELKi HEP iLKLERiN ADAMI OLARAK
BU iLKiDE BiZ YAPIYORUZ
Bir Diyar Sevdalısından Diğer Tüm Diyar Sevdalılarına...
Öncelikle Selam ile başlamak isterim hitabetime
Perşembeye... Perşembeliye... Herkese
Hepinize Tüm Dostlara ve Dost Yüreklilere Merhaba! ! !
Zaman 1970 li yılların sonları
Okul dönemi mektep yılları
Unutmadım büyükbabamın
günlük verdiği harçlık bazen 10
Bazende 20 liraları
bir anadolu yerleşim merkezi
kuzeyde küçücük bir karadeniz kasabası
zonguldak çaycumada perşembe...
Perşembe burası...
3 büyük eğlence merkeziydi çakırağa...
Manda şerefle kara kemalın kahvesi
Bir ara izinde sordum
şimdi 37 oldu dediler kahvehane sayısı
Birde cami arkası çay bahçesi
tam aile mekanı aslında burası
Ah birde elini biraz hızlı tutsa
bizim garson denen bayram baş belası
Kültür yoksunluğu bir kadın görmeye görsün
hiç eksilmez o dik bakışların ardı arkası
Eh nede olsa gazetelerin kese kağıdı
Yapıldığı öyle bir kırsal burası...
Okuldan öğle paydosuna çıkar ya lokantacı
Mehmedin mekanına uğrar yada
Kara mustafanın lokantası
Pilav üstü kuru en sevdiği yemeğiydi be
Hey gidinin büyük babası...
Benmi....? bana gelince patlıcan musakka
O benim has yemeğim gırtlağın müptelası
Halk iple çekerdi perşembe gününü
O gün kasabanın pazarı
Hepisi o gün orada taa dağ doğudan berisi
Hacı osmanlar kızılbel dağ demirciler muharremşah
Ne günlerdi ne günlerdi be
Aaahhh anam aaaaahhh…
Dağ köylerinden kestane çıra gelirdi pazara
Bizden bizimkilerden süt yoğurt yeşillik
Allah ne verdiyse işte karınca kararınca
Babannem ineklerin yallarına tuz doldurur
Acımsı ekşi olurdu hep bizim yoğurtlar
Tam ayranlıktı mesela
Karnımı doyurur ardından
Manava gider meyve alırdım
Ayva nar bolca incir türünden
Dedem kara kemalın kahvesine takılır
Beni gördüğünde masadan ayrılır
Yanıma gelip başımı okşar
Hal hatır sorar sonra ayrılırdı
Esnaflar vardı ama sağlam esnaflar
Çocuk mamasızmı kaldı paranmı yok
Deftere kaydedilir ne zaman müsaitse
O zaman ödeme yapılırdı
Cemil bey sami bey lütfü kızıl satıbey
Kocabaş ve daha niceleri
Fırıncı nizamettin şekerci bayramla halil ise
Onlar dostlar onlar çocukluktan geriye kalan
Bir bir yürekteki anılar... hatıralar
Bazen bırakın akşamı geceye uzardı
O bizim perşembe pazarı
Hayatımda gördüğüm ilk namaz kılan
Askerdi o bizim karakol kumandanı
12 eylül dönemiydi cesaret isterdi
ama o dirayetliydi çok eğrileri doğrulttu
amma velakin tez gitti cesur adam vesselam
tıpkı bir plastik doğrama esnafı iken
belediyeye başkan olan burhan başkan gibi
adamdı bu iş için biçilmiş kaftandı adeta
yaptı yaşadı ecel geldi vade bitti
Görevini tamamladı
Şimdilerde sönük geçmekte perşembe pazarları
Saat 14 öğle 2 dedimmi herkes toparlanmış
Hem şimdi eskisi gibi değil
pazarsız köy bile kalmamış
Perşembenin can damarı
pirice yanı su pınarı
Birde sarıkadı
köyün delisi denen osmanı
Ağızında cıgarası…elinde tasması
Bir hoştu hızlı tempo ile sallaması
Kışla dağı arkası… hamurkesen tarlası
O atların dostu vede babası
Heeeyyyytt be hey gidinin osmanı…
Çocukluk yılları…
Herkes çelik çomak peşinde koşarken
Oysa bendeki daha 7 yaşımda 70 liklerle birlikte
Oda sohbet toplantıları düşünün hele
Emsal akranlarınız oyun peşindeyken
siz sosyal hayatın getiri ve götürüsüyle
Yüzyüze kalabiliyorsunuz bazen
Bilmem acaba bu kadar erken
kaleme sarılmamın nedeni
O günkü ortamın olgusumuydu ne
Neyse dostlar
Candan içten yürekten insanları
Güleryüzlü sevecen esnafı
Erkeği kız kızanı kadını
Süt yoğurdu ayranı
Kestanesi ile meyvesi
bal baklava kabağı
Çaycumaya 7 km
Zongulkdağa takriben 50 km
Batı karadenizin şirin köşesi
Diyarlar diyarı PERŞEMBE burası
Hey gidi... Hey gidi PERŞEMBE
Seninle avunuyor…Seninle Yaşıyoruz
>
-----------
25 Kasım 2015 Çarşamba – saat 2:30
kuzey ren vestfalya – Almanya
Yazan: Ramazan Kocapınar
Kayıt Tarihi : 21.12.2015 02:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!