zamanın trajik sonunu resmedip
zihnine kazıyamadan bir böcekçilin
antibiyotik kuşanıp, yağmurlara savaş açıyorum
buluştuğumuz adresleri platonik kimselere fısıldayarak..
kahlo kayıp bacaklarının portesini çiziyor yastığına
bu kez ben savaşıyorum halüsilasyonlarınla üstelik bak..
kalbimi düşürmüş olmalıyım bir önceki hemzemin geçitte
en son kahlo’nun bacaklarını ararken kontrol etmiştim,(tek) atıyordu..
ıslak şehre gelip, kalbini tekrar paylaşana kadar
bu trakelerle idare edeceğim..
böcekçillerden korkuyorum sevgilim…!
mahşerin eksik notalarındaki gizemleri silmek için
bir süre Sur dersleri vereceğim..
genetik betimlemeler kullanma şiir yazarken, donarım..
hayatla suyu birbirinden uzak tut inorganik reaksiyonlarla
yada büyük katsayılar kullanma tarihleri liken yaşamlara zincirlemek için..
ve hoş geldin sarışın saatim...
bakmadan üzerimden geçtiğin sabahlara dek adının anlamını bilmiyordum,itiraf etmeliyim..
o sabah azrail’e vekalet verip, koştum
irisinde aradım çaresizliğin pastel iklimini..
asil kalelerinde rehin bırakılmışken ben, zamanın bütün değişkenleriyle birlikte,
okul servisinin soğuk koltuklarına azat ediyordun zulamdaki nü cesetleri…
yarından, yine geleceğimden ve bu yarım yamalak karalamalardan habersizdin
büyük bir ihtimalle de uyuyordun sevgilim..
şizofren makamların düşük yapmış sessizliğinde Sur çalıyorken
birkaç melek,ben ve süt dişlerim..
henüz bilmiyordun ama
yarın gelecektim..
Samarcande Tragedya
(25.10.2007)
henüz tanımadıklarım için..
Kayıt Tarihi : 25.10.2007 23:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bütün aseletiyle sabahları uykumdan uyandıran,ben okul servisinin sağ camında düşler kurarken, hayretle gökyüzüne bakan henüz tanımadığım birinin ismini mürekkepte vaftiz ettim.. Sarışın saatim... =)

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!