BENİM MEMLEKETİMİN
Hangi sihirli eller bozdu,benim yurdumu?
Derisi bozuldumu, benim memleketimin?
Cevapları çalındı,sınıflarda ferd'imin.
Sorusu bozuldmu, benim memleketimin?
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Perisi mi Bozuldu Benim Memleketimin
Hangi sihirli eller bozdu,benim yurdumu?
Derisi mi bozuldu,benim memleketimin?
Cevapları çalındı,sınıflarda ferd'imin.
Sorusu mu bozuldu,benim memleketimin?
Şehirlerde köşk yaptı,kutupların ayısı.
Besledi yeğenleri,sırtı kalın dayısı.
Samanlıkta iğneye döndü,dürüst sayısı.
Birisi mi bozuldu,benim memleketimin?
Kim dumana bürüdü,berrak şafaklarımı?
Kap karayla boyadı,nasılsa aklarımı.
Hangi el bulandırdı,Temiz kaynaklarımı?
Durusu mu bozuldu,benim memleketimin?
Müslüman mahallede,midye,domuz, yiyecek.
Nedense, yer değişti etek,ceket,giyecek.
Ne kadar erkek kaldı,ben erkeğim diyecek?
Karısı mı bozuldu,benim memleketimin.
Müşteri gönderirdi komşuya,esnaflarım.
Nasıl oldu dağıldı,o samimi saflarım?
İncik,boncuk satmaya başladı sarraflarım.
Sarısı mı bozuldu,benim memleketimin?
Hangi teknolojiyle fare yaptık,kartalı?
Çarklar tersmi dönüyor,teknoloji artalı?
İblis'e iş mi verdik,kadrolu,sigortalı?
Perisi mi bozuldu,benim memleketimin?
Gün geçtikçe çoğaldı,öldürücü,ölücü.
Arsız,hırsıs,talancı,mezalim, can alıcı.
Kap kaççı ve kundakçı,ayırıcı,bölücü.
Yarısımı bozuldu,benim memleketimin?
Hanımlara ne oldu,evlere cadı kaçtı?
Kırk yıllık İbrahim'in,evden avradı kaçtı.
Buğdaya hile girdi,lokmanın tadı kaçtı.
Darısı mı bozuldu,benim memleketimin?
Medyumluğa soyundu,Ali'mizle Velimiz.
Oldukça akıllandı,sokaktaki delimiz.
Kabristanda yan yana,bozulmadı ölümüz.
Dirisi mi bozuldu,benim memleketimin?
Binali,boştur kabın,yarıların yanında.
Hasılat şekerleşti,arıların yanında.
Yaşları tutuşturduk,kuruların yanında.
Kurusu mu bozuldu,benim memleketimin?
------26.12.2007
GÜZEL BIR CALISMA ÜSTADIM
kimbilir...
güzel bir şiir..ağlanacak halimize güldük işte şiirinizle..tebrikler .
Memleketin bu günkü acınacak hale nasıl geldiğinin cevabını
bu şiir çok güzel veriyor.Binlerce yaşayasın Binali dostum.
ANLAMLI VE HARİKA BİR ŞİİR. YAZAN YÜREĞİNİZİ VE USTA KALEMİNİZİ TÜM KALBİMLE KUTLUYORUM. SAYGILAR...
Tebrikler dost ozanım.Çok anlamlı bir eser yapmışsınız.
hissedilen endişe dizelere ustaca işlenmiş..içerik ve yapı olarak oldukça hoş..
kalemin daim olsun Binali Bey..
TEBRİKLERİMLE VE TAM PUANLA SELAM VE DUA.
Harika mısralar için kutluyor
sevgilerimi sunuyorum.
Mehmet Ali Şahin
Memleketin gerçek sorunu , ekranlara aydın kimliği ile geçip insanları uçurumlara sürükleyen batı kültürü nakliyecilerinin özümüzle, genimizle oynamaları neticesinde ortaya çıkan hastalıktır.Bunun devası aslında elimizde. reçete bedeli çok ağır olmamakla beraber değişmeye, kolayı seçmeye direnmemizdir. Tepkisiz kaldıkça etkisiz kalışımızdır.
Allah sonumuzu hayreylesin diyor her bir mısranızı yürekten kutluyorum.
Bu şiir ile ilgili 21 tane yorum bulunmakta