Ruhen ve bedenen ilkel duygular yaşardım. Yakın dostlarım var mıydı hayatımda? Ciddiye alınan fizik tedaviler öngörülmüştü sakat bilincime. Hastalığımın adı, kekeme varlıklardı ve onlar solmuş kahve fincanlarıydı. Bense, ponponlu terliktim. Bilinçaltımda birbiri ardına sıralanan halüsinasyon odaları var. Her odada ayrı askeri kuvvetler hüküm topluyor. “Önceden şahtım, şimdi karşınızda padişah! ” Ama bu benim için bir şey ifade etmiyor. Radyo frekansları zihnimde cızırtı oluşturmakta. Ruhumun her zerresinde, mütemadiyen absürt siyanür hattı örgütleri parazit yapmakta. Cinayet aletleri biriktiriyorum artık ruhumda.
Cinayet aletleri: Tarak, duman, makas, hamile karınca, radyo, sözlük ve vadi…
Arkaik saplantılarımı sana verdim, sevgilim… Gel, beni çetrefil duygulara düğümle! Ah kafası kopuk, dili kıllı sevgilim! Az seninle sperm bankaları edinmedik. Sen, aşkın agresif yapısını seviyordun. Ben ise ameliyatlarda kullanılan yatıştırıcı hoş kokuya âşıktım. Sana, çok güzel günlerde kullanacağın kâbus bayramları biriktiriyorum.
Gel aşkım, beni benden al! Sanrı nöbetlerini gel, al! Oysa yaşadıklarımızın hepsi, koca bir yalandı. Buna sen bile inanmadın.
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta