O kız var ya o peri kızı
Acep çocuksu hayallerin ürünü müydü
Sevda bahçelerinin gülü müydü
Yoksa sigaranın tütünü müydü
Bazen benliğin ruh ikizi
Bazen gönlün dişisiydi
Bazen de nazlı bir sevgiliydi
Kah masal dünyasının kutup yıldızı
Kah yürek sızısıydı
O uykusuz gecelerin peri kızıydı
Belki pembe düşlerin prensesi
Belki yüreğin esiriydi
Bel ki de uysal bir Van kedisiydi
O yaşayamadığı büyük aşkın
Yaşanmış trajedisiydi
O hazin öykülerden biriydi
O kız var ya o kız
Bunların hiç biri değildi
O bir gönül eriydi
Şairin tam kendisiydi.
Kayıt Tarihi : 28.1.2019 11:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ANILAR ANILAR..(6) MUDANYA’DAN BİR MAHZUN KRALİÇE GEÇTİ SESSİZ SEDASIZ YIL 1956, O gün babam beni Mudanya iskelesindeki iş yerine götürmüştü, (7-8) yaşlarındaydım. İskeleye SAVARONA isimli ATATÜRK’ ün yatı yanaşmıştı. İskelede bulunan amcalar merak ve heyecanla yattan kimlerin çıkacağını bekliyorlardı. Ben kapının önüne çıktım, babam yanıma geldi elimden tuttu: “ Biraz sonra buradan İran Kralı ve Kraliçe geçecek” dedi. Üstü açık, spor bir araba(Rengini hatırlamıyorum) yattan inenleri aldı ve bize doğru gelirken babam beni kucağına aldı: “Bak Kraliçe SÜREYYA geçiyor kızım, alkışla” dedi. İskeledeki tek çocuk bendim. Kraliçenin üzerinde beyaz tüllerle süslü harika bir elbise ve başında vualetli kep vardı. O rüya gibi anı bu yaşıma kadar unutmadım ve halen gözlerimin önünden gitmiyor. Yanında kocası Şah Rıza Pehlevi resmi kıyafetiyle oturuyordu, o da çok yakışıklı ve şıktı. Otomobil önümüzden yavaş yavaş geçerken herkes gibi bende alkışlamaya başladım. Yaklaşık 65 yıl önce küçük bir kasabadan dünya güzeli bir kraliçe geçiyor ve ben onunla göz göze geliyorum. Başını bana doğru çevirip gülümsedi ve bana el salladı. Mutluluktan uçuyordum adeta, kendim masal aleminin içinde gibi hissettim. O zaman sosyal medya olmadığından Mudanyalıların bu ziyaretten haberleri olmamıştı. İskelede hatırladığım kadarıyla belki elli, altmış kişi vardı. Hemen Bursa’ya geçmişler. Çelik Palas Otelinin şifalı sularının tedavisinde etkili olacağını düşünmüşler ve çocuklarının olacağını ümit etmişler. Ne yazık ki kader Şah’la olan yolları çoktan ayırmış bir kere. O peri masallarındaki yaşantısı son bulmuştu Prenses SÜREYYA’nın. Her zaman hüzünle anarım, o benim hayatımda gördüğüm en güzel ve sevimli prensesimdi. Işıklar içinde uyu prensesim, ruhun şad olsun. Babacığım sana da sonsuz şükranlar, bana böyle güzel bir anı yaşattığın için. Mekanın cennet olsun babacığım.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!