seni tanımadım
yosun tutmuş bulanık sulardan çıktın
seni bilemedim
siyah saçların akıyordu üstünden gözünün
gece siyahına boyanmış hantal bir köle
gelip durdu ilhamsız kentin üzerine
arkasında daha nice köle bağlıyken birbirine
beklemedeydi şehre gözlerini dikmiş gözetlemedeydi
bir nara duyuldu gündüzü geceye katar gibi
ağladı köleler gözlerine tuz kaçar gibi
beyaz bir kamçı indi şehri yarıya böler gibi
yağmadaydı gözyaşı şehrin üzerine hızla inmedeydi
keskin bakışlı peri atladı duvardaki resimden
gözyaşı sesiydi onu pencereye çeken
yoktu ondan daha iyi köleleri bilen
susmadaydı gözlerini cama yapıştırmış öylece durmadaydı
açıldı kapı aniden süzüldü dışarıya peri
yoktu beyaz kamçılarla dövülmüş evde yeri
geçti asfaltlardan kaldırımlardan çok seri
koşmadaydı çıplak ayaklarını ıslatarak hızlanmadaydı
ne gözyaşı dinebildi ne de peri durdu
köleler periyi gördükçe daha da kudurdu
bu manzaraya şahit bir eski zaman kurdu
ulumadaydı beyaz dişleriyle periyi selamlamadaydı
gözyaşı periye olamamıştı hiç bir deva
köleler ve kamçılar görülmüştü ona reva
ruhuyla bedenini kapladığında birden masiva
tükenmedeydi bitmez sanılan nefesi hiçlenmedeydi
Kayıt Tarihi : 6.1.2005 04:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!