Nasıl sıyrıldı o aydınlık
Kanın suyu yuduğu anda
Kayganlığında sendelemedi ayaklarımız
Sınır ötelerinde
Ateş barut rahvan
Lanetlidir kimileyin o aydınlık
Ufkunu deşemediğimiz
Gazabın kuyusunda zehir
Can çekişmekteyiz
Yaşamın güzellenmesinde
Kaygı düşer payımıza
Koşutlanır öfkeler
Tan kızıllığının kaybolduğu
Coğrafyalarda
Sormayın zamanı
Seyrelmez asla h/içlenmeler
Yakılmıştır dönenceler
Çekilmiştir bir yol tetik
Damlaları kor kızıldır bahar yağmurlarının
Toza belenmiştir bir kez güneş
Batıktır zamanımız
Sınırlar sınırlar sınırlar
Her kalkışma
Cennette bir enkaz
Her ölüm bir paslı matara
Sonlanmaz bu gökçesini yitiren
Musa’nın kahırlı masalları
Ne yana baksan acımtrak bir veda gülüşü
Ne yana taşınsan arap saçına döner ibrişim
Yuvasından seker mi yıpranış
Ad konulmaktan ırak bir yakarı
Parseller böğrümüzü
Topuktan kesilir kum taneleri
Yiter gider karış karış…
Kayıt Tarihi : 11.12.2015 16:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kendimizi bir kenarda unutup, cebimizin deliklerini yamamaya uğraşır gibi beyhude bir bencillik, günü kurtarma telaşıyla mevsimlerin tümünü kışa çevirmek, budur..
Perdesi yırtılmış bir zaman dilimi..
Arın yok olduğu yerde 'çarşafa dolanmak' ya da...
Kutlarım Necdet..
Cennette bir enkaz
Her ölüm bir paslı matara
Ve bunca enkaza rağmen hala yarınlar karanlık. Ne yazık... Çocuklarımıza temiz bir gelecek hazırlayamadık.
Duyarlı yüreğinizi kutluyorum öğretmenim... Nicelerine...
TÜM YORUMLAR (3)