Sabaha karşı mıydı bilmiyorum
yoksa akşamüstü müydü
belkide gece yarısı
bilmiyorum
girdi odama pencereler
perdeli perdesiz
ben basma perdeleri severim
Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Devamını Oku
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
tamam
Ding-Dong
Güneşli bir yağmur altında
Gözlerinden süzülen yaşlarda
yaşadığımı seziyorum
Süzülüyor
her bir damla gözyaşın
yangın yerini andıran yüreğime
bir çınarın filizlendiğini seziyorum
Gözyaşların
gönlümün notaları
bir cazın çığlığında benliğim
ding-dong, ding-dong
özgür bir sevdanın boy attığını seziyorum
Yağmurdan ıslanan güneşi
çekip alıyorsun
yüreğinden çıkan elle
güneş gönlünde artık
halkımın aydınlıkla yunduğunu seziyorum
(c) Ahmet Erol
Nazım Hikmet memleket memleket Nazım Hikmet
Şiir gibi,
Yok yok,
Miir gibi.
Şiirden miirden anlamaz diyorladı.
Yanılmışlar.
Sadece şiirden anlamaz.
Miirden anlamasa bunu nasıl yazardı?... (:-))
tartışmaları sonradan okudum bu yüzden ikinci notu düşüyorum buraya... şüphesiz bir insanı değerelendirirken, bu değerlendirmede baz alınacak kıstas önemlidir... olayda söz konusu olan nazımın şahsiyeti midir yoksa şiirleri mi.. şahsiyeti bir çok açıdan değerlendirilebilir... şiiri de.. bizdeki yanlışlardan biri maalesef kişi ve eserleri değerlendirirken 'toptancı' davranmamızdır.. hangi görüşün mensubu olursak olalım bu yanlışa hep düşeriz ve bizim için en önemli husus değerlendirdiğimiz kişi veya eserin bizden olup olmamasıdır.. bu, şüphesiz indî ve göreceli bir durumdur.. bana göre iyidir sana göre değil.. bunların tartışılması ise abesle iştigaldir.. şimdi bendeniz müslüman bir birey olarak nazımı cehennemlik konuma itersem nazımın cehenneme gitmesi bana birşey kazandırmayacağı gibi onun cennete gitmesi de bana birşey kaybettirmez.. diğerleri açısından ise durum hiç değişmez.. olay basittir.. nazım veya bir başkası cehennemlik derekesinde de olsa cennetlik de.. benim ülkemin birşekilde rabıtasına sahipse benimdir demeli ve bir gönül zenginliğiyle ele almalıyım.. bu, en azından ortaya koyulan eserleri soğukkanlı ve kendi ilmi çerçevesinde değerleme imkanı sağlayacaktır vesselam...
bu, Nazımın iyi şiirlerinden biri olmalı...
Belki hapisanenin Pencereleridir, belki evlerin..belki de hastanelerin........Fakat bu pencerelerin icinde duygu yok....bir his eksik...perdelerin kumaslari..renkleri...cerceveler ve de cam ( et ve kemik gibi kaliyor) icini dolduracak ruh ve his eksik.......
Harem-Sirkeci Vapuru
Mutsuz
asık suratlı
insanlar kustu
Harem Sirkeci vapuru.
Beynimi burkan
günün yorgunluğu
unutuldu çoktan.
Yüreğimde kalın ve zifti bir karanlık!
Bu insanlar mı
aydınlık gelecek?
Ürktüm ve acıdım sana
ey ülkem
yüreğim yandı.
Şu anda
tam şu anda
Bir uç uç böceği kondu kalemime
“Uç uç böceği
Annen sana
Terlik papuç alacak...”
Sen uçarsan
belki gelir yalar
ülkemin ufkunu aydınlık
belki mutlu insanlar boşaltır
İstanbul vapurları.
O vapurlar ki
tüm ülkemin atlası
yorgun ve bıkkın
çalar düdüklerini.
Ahmet Erol
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İşte bu duruşun,konu ne şiir ne şaiir,politik bir ön yargı..Neysem oyum,olduğumla da mutluyum..Sağduylu olan anladı mesajımı.
Muhataba 2.not:
Beni, Stalin yarattı ;
Diyeni,aslâ sevemem...
Solcu iyi hatırlattı ;
Sevene de sevme demem...
Mübârek olsun sevene...
Onlar,şuursuz avene...
Sen de kızıllardan isen ;
Kızıllık yağsın hânene...
Bu şiir ile ilgili 21 tane yorum bulunmakta