Anlıyorum sanki..
Asansör boşluğundaki kabinlerin
Nefessiz havayı soluyuşları gibi,
Suskun gecelerin boğazına düğümlenmiş
İntihar provalarını..
yada
Açılmayan kapıların ardından
Şaşkın bakışların, Renksiz ürkekliğinde
Bir sonu beklemekten aciz bedenlere sıkışmış,
Mülteci ruhların ızdırabını..
Duyuyorum sanki,
Amuda kalkmış kahpeliklerin,
Dalga geçercesine küfredişini
Ve
Siyah ile Grinin arasında buruşmuş bir rengi
Ellerine kına yakmış, sokak çocuğunun
Akortsus sesiyle selamlayışını..
Dokunuyorum sanki,
Kırbacı, teninde hapsederken
Sakallarını pas bürümüş bir ihtiyarın,
Son manevralarından uzak dualarında;
Parlak yüzleriyle, Yüksek binaların uçurumlarından düşen
Ergen korkularının büyüyen tüysüz ölümlerine...
Sanki
Yumruğumu sıkıp, kendime çevirince aynayı
İhanete uğramış merhametin, ürkekliğini hırpalarken buluyorum
Yansımasız sancılarımı
Sonra;
Parçalarken göğüs boşluğum parmaklıklarını
Asıyorum sanki
Fahişeleşmiş bütün kalp ağrılarımı.
En sonunda;
Sen morfinsiz doğururken şiringaya Göz bebeklerimin yağmurlarını
Farelerin kemirgenliğinde
Yüzbinlerce cesedin, selam verişiyle
Secde duruyor İrkilişlerim.
Ölüyorum Saki..
Kalan Sağlar Senindir
Vur Beni...
Emre MaralKayıt Tarihi : 8.3.2013 20:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!