dünya gördüğüm kadar
ses duyduğum kadar
sen sevdiğim kadarsın
alçaktan, yüksekten
dışarıdan, içeriden
beyinden, yürekten
baktığım renktesin
penceremle sınırlısın yani
her bakışta ayrı parçam
her bakanda ayrı adam
iftar sofrası figüranını bırak da
reklamsız bir iyilik yap
dürbünün tersinden bak bana
şaşır gördüğüne
Erol Taş oynamıyor artık
kötü adam çok iyi
ses bitti, görüntü yitti
sen gittin
ben de yokum
anılarımız serpilsin çimlere
çiçek gülüşünde kalsın yüzümüz
sesimiz birleşsin bülbülde
evleri duvarsız yapın
hep göz olsun bedenler
yaşamak pencere açmak
kapanan her pencere cendere
pencere ustaları göreve
duvar örülmesin önümüze
(06. 09. 2010)
Kayıt Tarihi : 5.9.2010 12:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir binanın zemin katında bulunan, uzun, küçücük pencereli bir salonda iki saat zorunlu olarak kaldım. Küçük pencerelerden gördüklerimle düşler kurdum. Düşlerimi yazıverdim. Yazdıklarımı iyice damıtmadan buraya iliştirdim. Şiir mi oldu! ? Bilemiyorum. Yazdım ve rahatladım. Okuyan rahatlar mı, kızıp hüzünlenir mi? Merak etmiyor değilim doğrusu.
Her satırı insana şapka çıkarttırıyor.
Bu güzel paylaşım için teşekkürler
Selam ve dua ile
TÜM YORUMLAR (1)