Pencere Şiiri - Ferdi Ak

Havalandırmaya bakıyor pencerem
Demir parmaklıkların azgın ışıltısıyla
Yokluğundur göze düşen son cemrem
Bu mübbete sığdırdığım volta adımlarıyla.

Ya yüzünde fiyakalı bir ustura kesiği olan
Koğuş ağasının ibrikçisi olursun burda
Ya dışardan gelen bir emrin tetikçisi
Yada kitapsız bir gardiyanın gelini.

Kendi arzularınla darçınladığın pek fazla şey yoktur
Bir dost var dersin duvardaki tırnak izinde
Müebbete çentik sığdır, vaktin bol, hali hazır

Havalandırmada üç beş volta
Gözünü gökyüzüne çakıpta durma
Havalandırmada iki dal sigara
Yüzünü gök yüzüne sürüpte durma.

Yaşanmışlığına bir ilkbahar düşer
Sen içerdesin ne farkeder
Mutluluk hep kalbinden karavana geçer
Masumiyet ve adı saf diye tabir edilen duygular
Kirlilikle dezenfekte edilir
Ve rutubetli duvarları çıplak kadın figürleri süsler.

Şimdi aşkı düşünmek biraz zorakidir
Şimdi hergün aynı ayak sesidir
Ocakçı beraat edene kadar aynı çay tadı
Şimdi bu müebbet bir muhabbet yeridir.

Havalandırmaya bakıyor pencerem
Ben pencereden denize,
Nasıl oluyor deme işte
Kendim çizdim o denizi Havalandırma duvarının üstüne.
Sonra bir top güneş koyuyorum gökyüzüne,
Bir kaç parça bulut sonra.
Deniz dalgasız, ve mavi ne kadar mavi ise
Denizde maviden hak ettiğini alabilecek kadar mavi.

Beyazın en güzel tonunda bir yelkenli
Kuzeye açılıyorum bir süre.
Neden kuzey diye sorma bende bilmiyorum.
Kuzey hep kulağıma çekici gelmiştir
Pusulamda kuzey yıldızı oluyor haliyle.
Bir pencereden bu kadar hayal yolculuk edebiliyor zihnimin kırlangıç mevsimlerine.

Sabaha dem vurmaz Hayati'nin tesbih sesiyle uyanıyoruz
Gece oluncada Gardiyanın parmaklıklarda gezdirdiği
cop söylüyor ninnimizi.

Traş olduğumuz aynalar hep pusludur
Şahit olmamak için yüzümüzün ihtiyatrlığına
Bu gerçeği reddetmek üzere aynalar gri
Ve bu gerçeği geri çevirmeye değer bir iki jilet kesiği
Zaten havamız kime.

Ha unutmadan bizim beylikteki gölüde görüyorum bazen
Malum havalandırma penceresinden.
Rengini tam çıkaramıyorum ama hatırımda kaldığı kadar yeşil.
Sonra tatlı su balıkları, hepside TURUNCU.
Gerçi yoktu bizim gölde.
Zaten ne arasın çekik gözlü Japon balığı
Çarşambalının gölünde.

Havalandırmaya bakıyor pencerem
Ben pencereden yitirdiklerime.