Kokusu mahalleye yayılsın
diye yaptığı yemeklerin
akşamüstleri
açık tutar penceresini
yeni gelin
Geçiyor önümden sirenler içinde
Ah eller üstünde çiçekler içinde
Dudağında yarım bir sevda hüznü
Aslan gibi göğsü türküler içinde
Rastlardım avluda hep volta atarken
Devamını Oku
Ah eller üstünde çiçekler içinde
Dudağında yarım bir sevda hüznü
Aslan gibi göğsü türküler içinde
Rastlardım avluda hep volta atarken
yüreğinize sağlık muhteşemsiniz!
Şiirler Lisansüstü Eğitim Sınavı' na girenler için değil
Lisan üstü bir hayat isteyenler için olsa gerek, ya da edebi bir değer değil de ebedi bir hayal bekleyenler için.
Umarım öyledir dil-i mecruh kardeşim :)
Dil-i mecruh kardeşim... Şiirin edebi değer taşıması içim nasıl olması gerekiyor? Aruz mu gerek, hece vezni mi, kafiye mi? Kime göre şiir?
Orhan Veli ilk şiirlerini yayımladığında sanat dünyasından bir sürü insan 'boş laf bunlar, şiir değil' demişti. Bugün baştacı ediyoruz şiirlerini. Sonuçta değişen herşey gibi şiir de değişti ve kendini yeniledi. Bunu hala benimseyemeyip kıtalar, kafiyeler, vezinler aramak geçmişe takılıp kalmaktır. Takılmaktan da öte geleceği lanetlemektir. Basit bir cümle. İçinde metafor, efsun ya da anahtar sözcük aramak yanlış ki kanımca sorun da burda. Herkes Sunay Akın'ı en sade şiirleri yazdığı için seviyor.
dil-i mecruh kardeşim, sunay akın gibi şairin şiirlerine böylesi bir yorum yapmak sana düşmez...
Lisansüstü Eğitim Sınavı' na girenler bilirler. Orada da belirli yerlerden kesilmiş ve sırası karıştırılmış bir cümle verilir ve adaydan onu düzgün cümle haline getirmesi beklenir. Yukarıdaki şiir de (!) bana onu hatırlattı.
'Yeni gelin, yaptığı yemeklerin kokusu mahalleye yayılsın diye, akşamüstleri penceresini açık tutar'
Söz konusu bu cümlenin öğelerinin veya kelime gruplarının yerleri yüz bin defa değiştirilse de bu cümle bünyesinde edebi bir değer, edebi sanat ihtiva etmediği müddetçe bana göre asla ve kat'a şiir sayılamaz..
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta