“Kadın annedir, bacıdır, teyze ve haladır, o cana candır, canandır. O sevgili’dir…
Gürültülü bir dünyanın penceresinden şehrimi seyrediyorum. Hâlâ beyaz neçehli annemle, Kars’ımızın gülbengili teyzelerini görüyorum.
Hâlâ serhat şehrimin küçük köprüsünden, her an hasret duyduğum o gurbet trenleri geçiyor”…
Geçen hafta ki 8 mart dünya emekçi kadınlar günü vesilesiyle, ben günün tarihine değinmeden, Anadolu’daki tarih olan ve tarih olacak emeklerden, Kars’ımızın kadınlarından, çocukken bizleri yaşatan annelerimizden bahsetmek istiyorum. Günün yoğunluğunu binbir güç altında tüketen, Doğu Anadolu kadınlarımızdan bahsetmek istiyorum. Eğer devlet, onlara maaş vermeye kalksaydı; hazinede kesinlikle para kalmazdı. İşte burada annelerimizi, teyzelerimizi ya da halalarımızı düşündüğüm vakit, bağrımda bir akis yanar kor gibi, yaşarım onları birer birer.
İlkin annemi hatırlıyorum. İki nökerimiz vardı, 9 da çocuktuk. Babam değirmende kalırdı, ayda sayanda bir gelirdi eve. Annem, hem annemiz hem babamızdı. Onca iş omuzlarında, sorumluluklara tek başına göğüs gererdi.. Yoruldum demez, şikayet etmezdi yaşamından. Mutluluğun çalışmaktan ve üretmekten olduğuna inanıyordu. Yazın bir başka mesuliyet, kışın bir başka sorumlulukla yüz yüzeydi annem. Onca işin içinde dini görevlerini de kesinlikle aksatmazdı. Ve vakit bulduğu zamanlarda da, bizlere masallarla, kendisinin anılarından anlatırdı.
Babam eve geldiğinde birde onunla ilgilenirdi anneciğim. Onu sevgiyle karşılar, “boooyy izmirri gelifdi, ölerem ele” diye başına dört dolanır, onun tüm ihtiyaçlarına cevap verirken, bahtiyar kılmaya çalışırdı onu.
Bahar geldiğinde hem an yaşanırdı, hem de kışlık hazırlıklara başlanırdı. Çölden evelik, kuş ekmeği, kımı, unnuca ve adlarını sayamadığım bir çok bitkiler toplanıp kurutulurdu; kaz beslenir, peynir, yağ vb. ürünler kışa saklanmak için hazırlanırdı. Harman vakitlerinde gece gündüz tahılın samandan ayrılışına, buğdayın kalburdan geçişine kadar annemin emekleri olurdu. Kış aylarında kızgın tendirde defalarca eyilip kalkılarak ekmek pişirilirdi. Bilek gücüyle kurut ezilirdi. Kısaca annem bir kadın olarak emekten ibaretti.
Şimdi buraya kadar Annem sadece bir örnekti. Teyzelerimiz, halalarımız, ablalarımız kısaca Doğu Anadolu kadınlarımızın hepisini aynı şekilde hatırlarım. Hayattan emek ötesi hiç bir beklentileri yoktu onların. Tek istekleri huzurlu ve sağlıklı bir yaşam için işleri olsundu. “Allah iş derdi versin” deyimi dillerinin ezberiydi. Kısaca emekti tek ülküleri.
Penceremden dönüp bir de bu güne bakıyorum. Erkek egemenliğinin hakîm olduğu bir dünya da yaşam sancılı bir şekilde devam ediyor. Teknolojinin gelişmesi, imkân ve olanakların çoğalması, kadınlarımızın çalışıyor olmaları, ya da meslek sahibi olmaları vs. onları emekçi kadın fiilinden daha çok, farklı olgulara özendirmektedir. Çağımızın demokratikleşmesine rağmen, hâlâ kadın sorunları gündemde! Mutsuzluk, yalnızlık, şiddet ve ayrılıklar alabildiğine çok! Kendilerini geliştirmiş ya da yüksek tahsil görmüşlerimiz dahi, kadın hakları diye öğrendiklerini çarpıtarak, sömürüye dayalı bir sav edinmek çabasındalar. Kadın haklarını savunacağım diye, kendisini tanımadan farklı anlayışlara girerek ayırımcılık sorunları yaratmaktadırlar. Kişisel gelişim olmadığı için ezbere alınan diplomalarda işe yaramıyor. Bencillik, cahillik, tembellik hâlâ doruklarda…
Şimdi bu derlemelerimizden bir toparlama yaptığımız zaman bu şifreler çıkıyor ortaya: dünyadaki işlerin %66’sı kadınlar tarafından görülüyor. Buna karşın kadınlar dünyadaki toplam gelirin ancak %10’una sahipler. Dünya’daki mal varlığının ise % 1’ine sahipler. Baska bir deyişle dünyadaki işlerin % 34’ü erkekler tarafından görülüyor ama erkekler dünyadaki toplam gelirin % 90’ına ve toplam mal varlığının % 99’una sahipler. Bu neden böyledir? Senelerdir kadın sorunları hep tartışılıyor ama neden hâlâ bu şifreler böylesine farklıdır?
Bir yerlerde yanlışlık var ama nerede?
17/03/2011
neçek/ tülbent
gülbengi/ ipekten tülbent
izmirri/ izmir'li
Kayıt Tarihi : 20.3.2011 09:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kadinlar günü

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!