Pencereden süzülen buğu dağılır evrene
Nazik eller dokunur camdaki ise
Arşınlanan yeryüzü ayaklar altında
Toprak topukların sertliğiyle dövünür
Sararır yapraklar bir bir
Hüzün bahçemde tomurcuklanır
Kendi ellerimle sularım rengini
Soluk benizli hayaletler dolaşır
Bir kışı günü düşümde
Kaçış olmalı denize
Falezler hançer göğsüm kın
Gelgitler vurur kıyılarıma
Her dalga kırmızı bir darbe
Oluk oluk akan kızıl…
Pencerede ellerim
Ellerim sıcak bir nehir
Yıkadıkça düşüyor gök çehreme
Kırmızıya dokunsam zehir
Uzatsam ellerimi upuzun bir nehir
Toprağı sular bedenim
Topuklarımda çamur
Pencerede gözlerim
Gözlerim sılaya hasret,
Paslanmış hapishanedeki demir
Dilimde anlamsız birkaç küfür
Uzak bir köşede denizin siması
Soğuk ellerim dokunur alnına
Alnında çirkefin izi
Ellerim dokundukça
Nehirler, izin yatağına döker kırmızıyı
Kayıt Tarihi : 3.12.2011 15:27:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Murad oldur ki benimle mahabbet eyledi yar
Ya söylesem ki çemen goncelerle doldu
odur garez ki tebesümle söyledi dildar
Güzel bir şair gördüm başarılı imgecilik uygulamaları ben de Şeyh Galip'in yuakrıdaki imge tarifi niteliğindeki dörtlüğünü asayım dedim.
Selamlar sevgiler
TÜM YORUMLAR (1)