Aşk bir daha kapımı çalmaz derken,
Mektup zarfı misali alttan geldin!
İlk önce halının ucunda belirdin,
Sevimli olur mu bir mikrop?
Oluyormuş ve sonrasında panzehiri öğrendim…
İlk girişle bir şeyler kattın ya! Şu enden 33 bedenime,
Helal olsun sana zarf dedim.
Usanmadan ayakkabılığın kokusuna burun tıkadın.
Bu kolay iş değil ha!
Nice yürümüşlüğün kokusunu es geçtin.
Alkışlarım sana pembe zarf,
Kokunla, burnuma hayat verdin…
Demirlerin saklı olduğu ve beni ayakta tutan,
Kirişimi kırdın!
Bir kez daha alkışlarım seni,
Ruhani depremlere sigorta oldun…
Salona girişin heybetliydi!
Koltuğa bir çıkışın vardı ki,
Artık kumanda bende der gibiydin!
Azıcık tartıştık, ben sevmediğim kanalı izlemem.
Ama bir o kadar da sevdim seni,
Rengine uzak olsam da, kokun rüyam gibiydi…
Mutfakta ayaklarıma dolandın,
Senden ötürü kaşınmayı giderirken,
Yemeğin içine karıştın!
Ama ben bir yeni yemek için uğraş veremezdim,
Sonra ilk kaşık darbesiyle anladım ki;
Ayak kaşımak o kadar da iğrenç değil…
Kayıt Tarihi : 3.8.2013 23:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!