iki yuvamız vardı
o dünyaca ünlü nehir kıyısında
evet ilk güzergahımız
fıratın batı yakasında
defne, serviler üzüm bağları
terasımızın önünde sabah yıldızı
doğu ufku solgun güle benzemeden
kervan bulutlar şekerpembesine dönmeden
ayartın gönlümü, özümü
pelerin sarkmış divandan
heybetin çingülü desenli nevresimde
yatıyorsun gözlerin siyah menekşeden rengi
tensel gezişlerin görkemli aşkının ateşinde
yandık kendimizin olduk
mektup sayfalarının beyaz düzlemi gibi
yanakların ıslandı nisan şebnemi düşerken
bahşettin buğday rengi varlığını
vanilya sarmaşığı olduk bir ara
Nilin gri suyunda
o beş yıldızlı meridyen otel ikimizin eviydi
ellerini tutarken gözlerinde,
özlenen, beklenen yıllar geçti
istediğim vakti şimdi yaşıyorum
sevgilim yüzünle
hep söyledim dilim kanlansada
kaderim seni sevmekmiş
senin için doğmuşum
senin pembe sarayında
Kayıt Tarihi : 28.12.2008 14:58:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Vahdet Mehmet Güneş](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/12/28/pembe-sarayinda.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!