Pembe köpüklü şampanya tadında.

Geceler hep esmerdi zaten
senin gelmediğin geceler
ay'da görünmezdi
saklardı yüzünü bulutlara
arkasını dönüp tüm umutlara
bir kısrak sesi duyardım
kızıl güller açsa da dalında
şimdi gelir bekle desem de sabrıma
sözüm geçmezdi gökteki atlarıma
sallanırdı yıldızlardan
buselik makamından bir şarkı
belki de komşu köşkün verendasından
kör müzisyenin çaldığı hep o şarkı
kemanının yorgun yayından
buselik makamından

düşerim her şarkının peşine sarılırım tınılarına
ve çıkagelirsin sabaha doğru
sen geldiğinde
kızağa çekilmişken dağarcığımdaki kelimeler
billurdan birer damla olur dökülür güller açarken dudaklarımda
şakırım kuşlar gibi
yeni bir şey bulmak derken
yetişir imdadıma gelişin
ayrılık ve aşk
karşılığında eskimeyen yeni
bir söz

gülüşün şafak rengine dönüşür suskun yorgun beni dinlerken
gecenin bitimi sabahın kör aydınlığında
mor duygular fısıldar arzun dudaklarıma
taşar pembe köpüklü şampanya tadında
köpük köpük

saçımın her teline bin ayrılık bağlayan sevgili
geceme hoş geldin
sabahıma taze hevesler getirdin
yağmur çiseledin yanık çölsü yüreğime
vahalar açtın ufkuma
bakma böyle olduğuma
gam mı ne arar bende
şimdi sabahın ak sayfasına
tut elimi de birlikte yazalım yeniden doğuşun ilk yazısını
ilk olsun bu ilk seni seviyorum

yeniden doğmuş gibi yapalım
farzetki kızgın yaz güneşi altında
serin denize dalış gibi
unutulmayan o ilkler gibi yeniden yazalım tarihimizi
gördün ya şimdi nasıl da fecr rengine büründük
gerisi hep hikaye hep masal dizi
kim ayırabilir kenetlenmiş ellerimizi
bir kısrak sesi duyuyorum
söz geçiremiyorum gökteki atlarıma
bembeyaz olur at sütü kımız
ve pembe köpüklü şampanya gibi aşkımız

sildim dağarcığımdan ayrılık hazan hasret kelimelerini
yerine seni kazıdım belleğime

yeniden doğuş gibi

31/0Cak/2011/Pazartesi/Ankara