Evliliğin, sana ait olan yuvanın belki ta kendisidir.
Bütün sıcak duygularını, aşkını
sevginin aşama-aşama hallerini
yıllarını, hayat arkadaşınla
o duvarların arasında biriktirirsin
en yoğun şekilde...
Seni yıllar boyu saran o özel duvarlar
çok özel peluşlarla
kırmızı, pembe, turuncu, mor...
şal desenli, altın kaplama kabartmalı kağıtlarla,
gül desenli en pahalı kumaşlarla kaplı ve
dışarıda eşine rastlanamayacak niteliklerde olabilir.
Hatta sana dışarıyı aylarca aratmayacak kadar hoş, sıcak, çekici
ve bütün benliğinle seni dopdolu hale getirmiş de olabilir.
ancak
o eşsiz duvarlar arasındaki yuvanda mutlaka
içeri kimsenin
hayat arkadaşının dahi giremediği
kapısı kilitli
sana ait bir odan olmalı! ..
o odanın en önemli özelliği ise;
sonsuz ihtişamla
ve sıcaklıkla bezenmiş duvarları değil,
dışa açılan büyük vitrin camlı pencereleri olmalı! ..
O odaya hiç ummadığın zamanlarda
o eşsiz dekorasyonlu yuvanda bile bunalabileceğin anlar gelip
benliğine çöktüğünde;
hayat arkadaşının da iyiliği için
kaçıp kapanmalısın.
ve oradan
o geniş vitrin pencerelerden dışarı bakmalısın.
aklını dağıtmalısın.
canın bir süre sonra zaten yine
o sıcak yuvanın güzel duvarlarını görmek isteyecektir.
o zaman bambaşka ve rahatlamış bir “sen” olarak
o duvarların arasına ışıl-ışıl döneceğinden şüphen olmasın.
Sana ait o odanın anahtarı bir tek sende olsun.
(Ekim 2006)
Ömer DalmanKayıt Tarihi : 25.10.2006 19:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!