tek bir konuşma çizgisi
her şey,her şeye sığmayacak kadar
nöbetli sefaletlerle dolu
küçük ve zavallı anlayacağın...
bugün...
boynu bükük bir kalemin kucağında duygularım
doymuş sayfalara
çözünmüş gözyaşlarını akıtıyorum...
sahte gülüşlerin koynunda
uyurken yapraklar gamzelerinde
yanmış aşkın,
aldanır gökyüzünde...
depreşen duygularımla sendeyim yine
kalpsiz kabuklu atık şehrinde,
aç kalan defo titreyişlerinde...
hisset diyebilecek tek şey varken
hasretten kokuşmuş
ıssız özlemlerimle yapayanlızım...
beni kirleten aşkti aslında...
yıllar öncede söylemiştim bu yarımı
içini çizip geçen bi gun işıgı gibi
hergün hergün ve hergün
hergün aynı karın agrısı
................................
yarılmış gözyaşlarının ardından
ayrılık feth etti dört bir yanı
ağladı yağmurlar
sarhoş karanlığında,
ürperdi aşkın hududu,
boğulan hasretler, sızıntı çığlıklarda
ufuk...
latince günlük
sen
karanlığımın üzgün geçmişi,
bense
yetim kalan duygularımın mahkumu
noksanlarda yok oldum
yanlızlıklarla özleşerek...
savrulan bedenlerin yok ettiği
sığınan yağmurların var olduğu
ürperen rüyalarda da
yanlızdım...
umutlarımın çökeceği bir bardaktayım
saydam ılık bir sevdanın
eşiğinde yüzen
hıçkırıksız gözyaşınım...
kimsesiz dudaklarında...
kıpır kıpır dalgaların
bir ıslık çalındı bu yana
hüzün salıncağındaydı aşk bu gece,
sallanıyordu, tıngır mıngır
darağacında
bir oraya bir buraya...
ürperiyordu kolları gözyaşı havasında
yağmurun ardına takıldı duygularım...
ne tuhaf değil mi?
belki,bir yara izinin
belki,bir sümüklü çocuğun,
şavkılarına eşlik ederek geldi
bugün..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!