Peki Ne Ölür - Garib Çoban

Engin Demirci
937

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Peki Ne Ölür - Garib Çoban

Peki Ne Ölür - Garib Çoban

Biz nefes verişlere ve nefes alışlara dikkat ettiğimizde nasıl oluyor da aynı ipe dizilen tesbih taneleri gibi her şey yoluna giriyor?..
Varlığın büsbütün akışındaki temel ilke!..
Düşüncenin kaynağının aynı zamanda nefesin ve yaşam gücünün de kaynağı olmasıdır.
Kozmik alan.
Nefha-i Rahmân
Eh hâliyle bunlardan biri etkili bir şekilde halledilirse diğeri de kendiliğinden akışa bağlanır.

Gizli Hazinemiz, Zikr-i Sultani.

İşler pürüzlü görünüyorsa ağzını ıslak tut hemân.
Bak sen şu Allah'ın işine' pendimizi tut müdâm.
Dilimizi ateş noktasına bağlıyoruz.
Hava devresini tamamlıyoruz.

Nefes vermek güvenli
Nefes veriyoruz
Hayata karışıyoruz:
Al-lah
Al-lah
Al-
Bir an nefessiz kalıp öleyazıyoruz.

Nefes alıyoruz.
Nefes almak güvenli.
Hayat doluyoruz.
-lahhhh...

Veee gülüyoruz.
Al gülüm, ver gülüm.
Böyle böyle kendimize geliyoruz vesselâm.

Ey gönül, seninle ölüm sonrasını konuşmadıkça kafamdaki taşlar yerine oturmayacak gibi.
Şimdi kafandaki taşları yerine oturtmak için burada değilim.
Belki o taşlardan ördüğün ve benim-sandığın evi yıkmak için.
Zira yaşarken biriktirdiğin şeylerin altında kalmaktır ölüm.
Ölümden sonra bir hayat var değil mi?..
Ya da daha doğru şekilde sormam gerekirse ölümden sonrasında ne var?..

Ölümünden sonra, doğmadan önce neysen o olacaksın...
Ölümden önce bir iki üç hayat var mı?..
Şunun bunun demesiyle değil.
Kendi doğrudan deneyiminle olanın içine düş de bil.
Bu formda ya da bildiğimiz bir formda olmasa da...

Ölüm yok çünkü doğum yok!..
Zıddı olmayan şeylerin sonu yok çünkü önü yok.
Hayatın zıddı yok..
Peki ne ölür?..
Körü körüne inandığın 'ben-sen-o-bu-şu var.
Düşüncesinden başka ölen bir şey yok.

O zaman şöyle revize edeyim sorumu
Bu illüzyonun dışında bir bilinç/hayat/varlık?..
Bu illüzyonun, bu rüyanın dışında bir şey yok.
Aslı yok olan.
Yok yere bir varlık zevki olsun için.
İkili birli bir film çeviriyor
Eh nidelim.
Gerçek, illüzyonun ikili kanatlarında taşınabilir.
Doğru ancak yalanla anlaşılabilir.

Kısa söyleyem patlatsın çatlatsın!..
Hayat, ölmeye değmez!..
Bu bir illüzyon ve bana biçilmiş bir rol ve verilmiş bir senaryo (Kitap) var..
Ve uymam gereken kurallar yapmam gereken işler söylemem gereken sözler var, yok mu?..

İnanırsan var!..
Ben-benim-bana' diye atıfta bulunduğun kişi var ya?..
Onun varlığı yok.
O aslında kendi öz-benliğin olan zâtının sen versiyonu; adı var kendi yok bişi; Kaf Dağı gibi
Kurallar, yapılacaklar?…
Şartlanmalarını ona göre ayarlıyor zaten; kabz hali, kişi hali.
Tamam bu beden yok aslında.
Ben sandığım kişi/şahıs yok değil mi?..

Rüyada, rüya yağmuruyla ıslanan, rüya dertlerine ağlayan bir rüya beden-zihin adresi var görünüyor.
Var ama Ali ismiyle isimlenen kişinin varlığı yok.
Varlığın isimleri var.
İsimlerin varlığı yok.
Yani senin zihninden başka da onu öyle gören yok.

Bi dk bunu sindirmem lazım.
Benim zihnimden başka onu öyle gören yok.
Beni benden başka böyle gören yok.
Sor bakalım beraber yastığa baş koyduğun en yakınına öyle bir Ali görmüş mü?..
Herkesin Ali'si kendi zihninde bir film, bir yorum.

Bire, on katıyor, kendince oynatıyor işte.
Bu daha önce çocukken ve hatta hayatımın belli dönemlerinde üzerinde ara sıra düşündüğüm bir şeydi, şu an şok oldum.
Hayatın-ın öncesi filan yok!..
Sürekliliği ve bütünlüğü olan bir hikayesi olduğunu düşünen kişi ölü!..
Sen onu şimdiye çağırdıkça, ölü bir atı canlandırmak için kırbaçlıyor gibisin.
Ölmem için yaşamış olmam gerekmez mi?..
Ya da hiç olmadım mı?..
Hiç olmadıysam nasıl ölüyorum?..
Ölüm canlılığın zıddıysa ve ben ölüysem.

Bilemiyorum.
Bir beden, bir zihne, sahnede göründü doğum tarihi dediler.
1000 gün sonra o bedene biri ben dedi, zihinde ben yumağı, hikaye başladı.
Bi dakika...
Anlamam lazım
Ölümün zıddı doğum ve doğan kişi yok!..
Zihinde bir düşünce sadece sahnede o ismin varlığı yok..

Tamam sahneye çıkan olmuş demek ki...
Yani bu bir yanılsama ise de böyle bir yanılsama yaşandı.
Yaşanıyor ya da.
Gözlemciye göre gözlemciye has bir yayın bu
Yani senin sandığın hâlin sadece sende!..
Sahnesinde karşılaşan, aynalaşan herkeste Ali'nin başka bir versiyonu görünmede.
Bu arada sahne elbette rüyada ve kişinin zihninde geçiyor.

Ya biliyor musunuz bunu hissettim ben ya...
Bunu düşündüm bunu ve dedim ki.
Benim mavim sizdeki kırmızı, benim yuvarlığım sizdeki kare olabilir mi?' diye..

Ama bunları düşünmenin bir manası olmadığına kanaat getirdim.
Eğer öyleyse de öyle.
Bunun yaratılış/oyun/sahneye bir etkisi olmayacağını düşündüm.
Gol olma zamanı gelmeyince direkten dönüyor.
Vallahu ganiyyul alemin, subhanallah deyip geçelim.
Ey garib çoban, çok teşekkür ederim, varlığınıza elhamdulillah.
Ben teşekkür ederim.
İnsan kıvamına, ayna imkânına elhamdulillah.

(Y.ed - Şems Vakti Albümü)

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 19.9.2024 16:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Ne diye böbürlenip büyükleniyorsun?.. Doğumun bir damla su. Ölümüm bir avuç toprak değil mi?.. Kavli Hz. Pir Şems-i Tebrizi k.s.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay

    "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
    Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" Kanuni Sultan Süleyman,

    Boşuna dememiş bu sözü, "Muhteşem Süleyman,

    O "dikkat", kontrol mekanizmasının sağlıklı çalışması
    Her nefesi sıraya koyup
    Hızını ve süresini "ortama", vücudun istek ve ihtiyacına uygun biçimde ayarlamasıdır;

    Yani "beyin"
    Bilinç sağlığının tam olmasıdır...

    O bilinç kaybolursa
    "Yaşarken ölmüşsündür!"

    "Ne ölür önce?"

    Sorunun cevabı gayet açık,
    O nedenle günümüzde, "yaşayan ölüler" epeyce!

    Tebrikler Engin Bey...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)