Bir ormanda buluyorum kendimi,
Kocaman,ihtişamlı bir orman.
Orda sislerin içinde tek boynuzlu bir at.
Biliyorum adını o Pegasus olmalı.
Gidiyorum yanına,okşuyorum yelelerini.
At öyle güzel,öyle uysal ki.
Biniyorum üstüne,binmemle koşması bir oluyor.
Çıkıyoruz ormandan,yemyeşil düzlüklerdeyiz.
Alabildiğine yeşil her yer sanki bir düşteyiz.
Bembeyaz yeleleri uçuşuyor,
Rüzgara karşı savruluyoruz birlikte.
Ve dörtnala,süratle,özgürce.
Bakıyorum ki bir su birikintisinden geçiyoruz.
Ayakları suya her değişinde nağmeler çıkarıyor.
Birden o su birikintisi ummanlar oluveriyor.
Denizin ufukla birleştiği yere koşuyoruz.
Gökyüzüyle yer bir nerdeyse!
Her yer yansıma; gökyüzü deniz,deniz gökyüzü.
Ardından kanatlarını açıyor atım.
Uçmaya başlıyoruz yükseklere.
Ellerimi uzatıp dokunuyorum pamuktan bulutlara.
Fakat tutamıyorum,düşüveriyorum birden boşluğa.
Ne olduğunu anlamıyorum güneş gözlerimi kamaştırırken.
Uzakta gökkuşağı vardı,tam altından geçeceğiz derken.
Mütemadiyen düşmekteyim,sahi atım nerde?
O an aklımdan neler geçmiyor ki.
Gözlerim atı ararken buluveriyorum yerinde.
İnsan beyaz bir ata bakarken bile neler kuruveriyor değil mi?
Kayıt Tarihi : 15.10.2016 09:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)