PAZARTESİ ŞİİRLERİ

PAZARTESİ ŞİİRLERİ

Mahmut Urkaç

yaktın yıktın viran ettin bedeni
paraladın beni bir pazartesi
beni kağıt ettin sen kalem oldun
karaladın beni bir pazartesi

dilim konuşmadı seni dinledi
gözüm ağlamadı ama özledi
..

Devamını Oku
Mehmet Demirkapı

Mektuplar

Nasıl tanışır insanlar? Bir zamanlar böyle miydi? Dostluklar, arkadaşlıklar... Bir fedakârlık değil miydi mektuplar... Ve bayramlarda, özel günlerde yazılan tebrik kartları. Sen hiç tebrik kartı yazdın mı? Ya da sana hiç hatırlamadığın, beklemediğin birinden bir tebrik kartı geldi mi? Geldiğinde yaşadığın duyguları bir hatırlasana… Damarlarını ılık bir sıcaklık sarar ve mutluluğun bu olduğunu hissedersin…

Beklenen, ama hep geciken mektuplar… Postacıyı köşe başlarında beklemeler… Ve gelen postacının tebessümle gülen yüzü göründüğünde, başını hafiçe sallayarak 'mektubun gelmedi' sözü ile kendine gelmen! Ve ümitlerini bir sonra ki güne bırakman... Beklemek… Ne de zor şeydir! Beklemek, beklenmeye değendir...

Bir zamanlar tanış olduğundan gelen satırlara özlem duyardı insanlar..Ve dostluklar,geldikçe mektuplar pekişirdi...Günler nasıl geçerdi? Ne zor geçerdi...Beklemek de güzeldi.Beklenmek de.Postacı iki tanıyanı birbirine kavuşturan olarak tarihteki yerini çoktan almıştı..
..

Devamını Oku
Kemal Kabcık

18 Mart 2013 Pazartesi 05:15:44

“KREUTZER SONATI” Adlı Kitaptan Kısa Bir Anlatı:

/ Boyuna çocuklarla, onların sağlıkları, hastalıklarıyla üzülüp duruyordu! . / {Yazar: Lev TOLSTOY – Çeviren: Rasin TINAZ – ALTIN KALEM KLASİK ROMANLAR – Sayfa Arası:118 – Kitap Cümlesi Derleyen: Kemal KABCIK – ANTALYA - 18 Mart 2013 Pazartesi 05:18:23}

******
..

Devamını Oku
Kemal Kabcık

18 Mart 2013 Pazartesi 06:47:03

“KREUTZER SONATI” Adlı Kitaptan Kısa Bir Anlatı:

/ Bir şeye canı sıkıldığı zamanlar, çocuklardan biri hasta falan oldu mu, bunun karımın üzerinde öbür derdini unutturacak bir panzehir gibi etki yaptığını görüyordum! . / {Yazar: Lev TOLSTOY – Çeviren: Rasin TINAZ – ALTIN KALEM KLASİK ROMANLAR – Sayfa Arası:118 – Kitap Cümlesi Derleyen: Kemal KABCIK – ANTALYA - 18 Mart 2013 Pazartesi 06:49:24}

******
..

Devamını Oku
Kemal Kabcık

24 Haziran 2013 Pazartesi 04:47:39
= 000.000.008 =
Düş ve Düşünce Gücüyle İnsan! .

“CEMİLE” Adlı Romandan:

/ Bir Çizgi, Işıktan Bir Çizgi gibi Gözükmekteydi. / Gündeliği Doğrultuyorsun Ya? . / Gece Düşümde, Gündüz Hayalimde! . / Her Daim Aklımda! . Allah'ın Emri, Peygamberin Kavli Üzere Kendime Aile Yapacağım! . / { Kitap Adı: CEMİLE – Kitap Yazarı: Orhan KEMAL – YAYINEVİ: Varlık Yayınevi-İstanbul-Nisan/1958 – Sayfa:003-006 – Kitap Cümlesi Derleme Çalışması: Kemal KABCIK – ANTALYA - 24 Haziran 2013 Pazartesi 04:56:34 }
..

Devamını Oku
Haluk Levent

Toprağım suya karıştı bugun
Yağmurla yağan sensin gönlüme
Her sabah adın dolaşır
Her güne hüzün karışır
Yar seni seni düşününce
Dereler çağlar oldu gözlerim ağlar
Günlerden pazartesi bomboş sokaklar
..

Devamını Oku
Yusuf Tuna

Benim çocukluğumda eski düğünler bir başka olurdu.Köy yerinde düğün var dendi mi? Millet sel gibi akın akın düğünde heleşenlik görmeye koşardı.Dedikoducu karılar laf ebeliği yapmak için dokuz obayı gezer,obadan obaya ulak gibi söz taşırlardı.Mahalledeki kadınlar ile avrat takımı fıstanı giyer,ayağında şal donu ile başında dastar süslenir püslenir sanki görücüye çıkan kızlar gibi düğün yerine varıp otururdu.Gelinlik çağına gelen genç kızlar ile bıllaları da gözlerine sürme çeker,ellerine kına yakıp iki saat ayna karşısında yanaklarına al süreceğiz diye uğraşırken,anaları oradan bağırır; ’’Hadi gız çabuk olun geç kalacağız ‘’demesine kulak asmadan hala süsleneceğiz diye ölür geçerlerdi.Bazısı da anasına kızar; ’’Tamam ana be! Geliyoz işde.Ne çengireyip duryon? ’’diye analarını burunlarlardı.Genellikle ana kız arasında bu geri söylemeler yüzünden hır gür çıkar kavga olurdu.
Yeni yetme deli oğlanların da bıllalarından geri kalan tarafı olmazdı.Onların saçlarını ıslayıp buzağı yalamış gibi yapmaları,dikleşen saçlarını eliyle bastırıp iki saat uğraşmaları insanı çileden çıkarırdı.Onların bu hallerini geriden izlesen güle güle ölür geçerdin.
Orta yaş gurubu erkeklerin süslenip püslenmeleri ise daha başka olurdu.Başlarına bir Beşkazanın yedi köşeli şapkası,ayaklarında çakşır,bellerinde bir şal kuşak,içine Osman Usta kaması sokulur ayaklarında körüklü Söke çizmesi gacırt gacırt yürürken hallerini bir göreceksin gülerken çatlarsın valla.İhtiyar gartalozları hiç sormayın zaten.Onların havası daha başkadır.Başlarında yine Beşkaza şapkası,sırtlarında dolma tüfekleri,bıyıklarının uçlarını çam akmasıyla sivriltip yukarı doğru koç boynuzu gibi burarken, süründükleri kara kedi misi elli metre ilerden siğgin teke gibi kokardı.
Tabi ki bu düğünlerde yapılan süslenme boşuna değildi.Herkes kendini göstermek için çaba sarfeder,evlenecek kız ile oğlanlar düğünde birbirlerini görüp beğenirlerdi.Oğlan anaları da bu düğünlerde oğluna kız beğenir daha sonra istemeye gidilirdi.Eğer söz kesilirse ardından nişan ile düğün yapılır, gençler evlendirilirdi.Kız verilmezse bazen kızı oğlan kaçırır sonra düğün yapardı.Pusat alınır,düğün hazırlıklarına pazartesi başlanır,davullu-zurnalı-delbekli bir hafta düğün olurdu.Cumadan yük verme,cumartesi kız tarafında kına gecesi,erkek tarafında Arap Hasan oyunu oynanır,güreşler yapılırdı.Pazar gelin alma,pazartesi de gezeleme yapılırdı.
Şimdiki düğünler düğün mü? Bir akşam balo yapıp,orkestra eşliğinde dans ederek yapılan düğünün tadı tuzu olmuyor.Eski düğünler balo gibi bir akşam değil bir hafta sürerdi.Gençler atı eşeği çektiği gibi dağa odun etmeye giderlerdi.Kadınlar yufka açar,saç böreği,hamurlu ekmek yapar,yapılan yufkalardan makarna kıyarlardı.Koca karılar ekmek pişireceğiz diye ocakla saç başında ellerinde döndereç domates gibi kızarırlar,yaprak misali gevrerlerdi.Genç kadınlar sabaha kadar donma dökeceğiz,yaprak saracağız diye ölür geçerlerdi.Bir yandan gelenlere sinilerle yemek verilirken,bir yandan da bulaşıklar yıkanır,düğün telaşından bir o yana bir bu yana koşturmaktan insanların tabanı şişerdi.Davul zurna eşliğinde gelen misafirlerin okuları alınır buyur edilip bir yere oturtulup yemek verilirdi.Hele köy ağası gelince göreceksin şamatayı.Ta karşıda iken silahlar atılır.Düğün sahiplerince ağa karşılanır.Baş köşeye oturtulup izzet ikramda bulunulur,gönlü hoş edilmeye çalışılırdı.Davul zurna ve silah sesleri birbirine karışır,davulcular ağadan bahşiş alacağız diye artık çalgı çalarak hünerlerini gösterirdi.
Akşam olunca şenlik şölen başlar,sipsili sazlı oyun havaları,öbür tarafta davul zurna eşliğinde aheste aheste Muğla Zeybeği yada Fethiye Teke zortlatması oyunu oynanırken,koskoca heriflerin oyunlarını seyretmeye doyamazsın vallahi.Meydana kocaman bir ateş yakılır.Burada yapılan güreşler ile oynanan Arap Hasan oyununu seyretmeye cümle alem gelirdi.Bir erkeğin beline yastık bağlayıp takma sakal takılarak bir elbise giydirilir,elinde kül torbası ile konukların üzerine kül seperdi.Bir erkeğe kadın fistanı giydirilip kadın yapılır.Bir kişinin de yüzü yağlı kara ile boyanarak damat yapılır.Arap Hasan bu kızı kaçırmak için uğraşırken, iki kişiden çul örtülerek yapılan deve onlara saldırır,dede de Arap Hasanın gözüne kül atarak kızının kaçırılmasını önlemeye çalışırdı.Sonuçta kızı Arap Hasan kaçırır ve evlenirler.Bu şekilde Arap Hasan oyunları oynanırdı.Bizler de onlara bakacağız diye ağaçlara çıkar tavuklar gibi tüneşirdik.
Kına gecesi; kız evinde yapılır,delbekler eşliğinde söylenen kına türküleri ile oynanır sonra geline kına yakılırdı.Biz de bazen geline bakacağız diye kadınların arasına karışır,koca karılardan değnek yememek için anamızın eteğine dolanır,gizlice ordan sıvışıp kaçarken bazen çukur düşer sopayı yerdik.Bazen bizi kovalayan karılara kızar taş alama ordan kovalardık.
..

Devamını Oku
Perinur Olgun

Asıl sevmeler o zaman başlayacak
Tövbeler bozulsun
Yansın yeminler antlar
En güzel sözler dizeceğim
Seni pazartesi seveceğim

Gönlümü bağlamıştım zincirlerle
..

Devamını Oku
Mustafa Aksoy

Işıklar sönüyor yine
Yüreğimden parça parça düşen yıldızlardan
Birini daha
Gömüyorum şehrimin sol mezarlığına..
Hayalini kurdukca yoklugundaki acı sarılıyor bedenimi,
Mevsimlerden hazan oluyor,aylardan eylül ve bu pazartesi,
Mustafa aksoy
..

Devamını Oku
Nevzat Güzeldere

Postacı kapımı çalacak diye
Gönlüme Sevinçler yağacak diye
Mutluluk içimi saracak diye
Gözüm yolda kalır her hafta sonu

O gece rüyalar alemindeyim
Sabah ezanıyla penceredeyim
..

Devamını Oku
Niyazi Sakar

Daim sigara içenlere; sigarayı tanıyan Dünyadaki tüm tiryakilere merhaba...
Hiç sigara içmediğiniz oldu mu? (Bebekliğiniz ve Ramazan ayları hariç...) O zaman bu pazar günü bir ilk yapalım.Ve akşama kadar sigarayı hiç anmayalım ve içmeyelim.(Yani ne ismini ne de cismini ağzımıza almayalım sigaranın...)

Evvela yanımızda (çok koku yapan) kül tablası ve sigara paketlerini saklayalım.Evet şimdiki pozisyonumuz derin derin burnumuzdan nefes alıp ağzımızdan vermek..bunu hep sürdürelim..Çünkü burundan alınan nefes akciğerlerden önce beyine gider, böylece daha rahat düşüncelere girer,daha yaratıcı fikirler,düşünceler üretir beynimiz... Ayrıca hayattan severek zevk almanın örneğin içtiğiniz bir çeşme suyun bir bardak çayın bile verdiği haz bir başka olacaktır...
Şimdi sigara içenlerin üzerindeki Bu insan sigara içiyoryazısını çıkaralım..(Böyle Bir yazı yok Ama sigara içenlerin nefeslerine ve elbiselerine sinmiş olan o oksit tütün dumanı kokusu vardır..) Bu yazıyı çıkarmak için işleme tepeden tırnağa iç çamaşırlarımız da dahil olmak üzere giysilerimizi değiştirmekle başlayalım.Şu an elbisemiz değişmiş yürüyorum.Bu pazar sabahının ilk saatlarında o güzel temiz havayı burnumuza çekip ağzımızdan verelim.Akşam bir başka insan olarak yani sağlıklı biri olarak eve döneceğiz ve yarın pazartesi sabahı ilk güneş ışığı ile birlikte sağlıklı bir insan olmanın tadını, havanın bu kadar güzel koktuğunu ve gökyüzünün net olan maviliğini bu kadar güzelliği görmemizi engelleyen tek sebebin sigara olduğu bilinciyle yeni hayata Merhaba diyelim.Ve buna önce kendimiz inanalım.Sonrada çevremizde ki insanlara özellikle sigara tiryakilerine örnek olalım.Ve böyle devam edelim hayata...Hergün kaç sigaranın kaç gün ömürden aldığını hesap etmeden ne olursak olalım yaşımız ve cinsiyetimiz ne olursa olsun,hayata ve sevdiklerimize tekrar merhaba diyelim ve pazar günü başlayıp pazartesi devam eden bu hayata yürüyüşten geri dönmeyelim(İstenilirse ağzımıza bir tek kuru karanfil veya nane atabiliriz yada leblebi çekirdek yiyebiliriz.) ..Haydi...Haydi.. yeniden Doğalım ve hiç kopmak istemediğimiz bir Dünya yaratalım kendimize kendi irademizle (Sağlıkla çarpan kalbimiz,sağlıkla çalışan organlarımız olacaktır) ..Haydi..Haydi...Bu pazar günü bütün sigara severler hep birlikte başlıyoruz sigarayı bitirmeye ve çağırıyoruz tüm dünya insanlarını dünyayı ve yaşamı sevmeye...kararlıyız,bitireceğiz,O bizi bitirmeden...Onun için;
SİGARA İÇMEYELİM,HAYATIMIZI DUMAN ETMEYELİM...
..

Devamını Oku
Itır Sema Ertaş

Bugün pazartesi, ayın 12 si
Yine yüzümde geziniyor
Yenilmişliklerin esintisi

Bugün pazartesi, ayın 12 si
Bir dünü daha bitirmiş olmanın
Bir yeniyi daha eskitecek olmanın
..

Devamını Oku
Bedirhan Aktürk

Pazartesi günü sensiz yeni bir sayfa açtım
Salı günü ne yapacağımı düşünüp hayalinden kaçtım
Çarşamba günü kararımı uyguladım bütün anıları yaktım
Perşembe günü bekledim seni gönül tahtından attım
Cuma günü olmayacağını anladım pişmanlık şurubundan tattım
Cumartesi günü hüzünlendim alkol şişeleriyle beraber yattım
Pazar günü toparlandım gönül yarama tuz bastım
..

Devamını Oku
Kemal Kabcık

Derinlik Sevdalı Okuyucusu Olarak Değil! .

Derinlik sevdalı olursan hırslı olursun! .
“Daha derin, daha derin” derken; yalnız! .
Yalnız kalırsın derinliklerde ve acılar! .
Derinlik değil, dost sevdalı; olacaksın! .

..

Devamını Oku
Engin Akkaya 3

Ocağın ikisinde birden bire çıkıverdin karşıma
Aramaların san ki mutluluk getirdi kara dünyama
ilk defa gerçek aşk duygularımla
Bağlandım sana iki ocak pazartesi günün de

Aydınlığa kavuşturdun karanlık gecelerimi
Beni geri çevirmedin senle olan güzel düşüncelerimle
..

Devamını Oku
Kemal Kabcık

Motive Et; VATAN SATHI BAŞARISI: İNSANI! .

Kavgaya değil, mücadelelere gir insanca! .
Kendinden bir umut kat VATAN SATHI İÇİN! .
Kendinden bir can kat; VATAN SATHI İÇİN! .
Sevgi der, sevgi sun; VATAN SATHI ADINA! .

..

Devamını Oku
Kemal Kabcık

VATAN SATHI BÜTÜNLÜĞÜ BAŞARISINA SEN OL! .

Paylaş sevgi dolu kalbini insani azimle! .
Paylaş saygı dolu kalbini insani azimle! .
Bir anlayanın olur elbet! . Bırakma aşkı! .
Bir dinleyenin olur elbet! Bırakma aşkı! .

..

Devamını Oku
Muhittin Sudi Yıldırım

O, hayat arkadaşım
Hayatımda, yoldaşım
Varsa, her şey yolunda
Yoksa, dinmez gözyaşım!

Ocağımın, ataşı
Evimin, köşe taşı
..

Devamını Oku
Kemal Kabcık

11 Mart 2013 Pazartesi 02:48:48

“KREUTZER SONATI” (TOLSTOY) Adlı Kitaptan Kısa Bir Anlatı:

/ Sigarasını tüttürüyor! . / Kararlı bir tavırla / döndü! . / Konuşmaya başladı! . / Ahlaklılığın en yüksek derecesine inanıyordum! . / Evliliğin bir iyilik, bir rahatlık, bir şiirlilik ülkesi olduğuna inanıyordum! . / Karşılıklı aşkımız son derece yüksek olacaktı! . / Bu yüksek düşünceler bana bir mutluluk ruhu aşılıyordu! . / Maceraları da hayatımın tek amacı, tek işi olarak kabul etmedim, hiçbir zaman! . / Meselenin kökünün nerede olduğunu anladım! . / Ne olması gerektiğini anlayınca da / saf, yüksek bir aşkın düşünü kurarak, / ruhi bir gelişme geçirmiş! . / Bir çeşit düşte yaşıyor, Tanrı’ya beni bundan kurtarması için dua ediyordum! . / Kurtuluş ümidim vardı! . / Yalnız olması gerekeni değil, olanı düşünün! . / Burada temiz, masum, saf genç kızlar var! . / İşte yapılması gerekli olan bu! . / Gün ışığına çıkacağı bir gün gelecek elbette! . / Sesi daha yumuşak, daha belirli bir anlam kazanmıştı! . / / Evlenmek, kendime en saf bir aile hayatı sağlamak, bu ülküye uygun bir genç kızla tanışma umudumu hiç bırakmamıştım. Böylece otuz yaşıma geldim. Bu isteğime uygun kızları aradım, durdum! . / Saf bir kız arıyordum! . / En sonunda, bana uygun görünen bir tanesini buldum! . / Kayıkla gezmeye çıktığımız ay aydınlığı bir gece, geri dönüyorduk. Kızın yanında oturuyor, lüle lüle saçlarını, / seyrediyordum! . / Birden, karım olacak kadının bu genç kız olduğuna karar verdim! . / O akşam, o da tüm düşünüşlerimi, niyetlerimi anlıyormuş gibi geldi bana. Bir yankı gibi, düşündüklerimi, duyduklarımı tekrarlıyordu! . / Gerçekte ona yakışan şeyler, saçının lüleleri! . / Yanında geçirdiğim o günden sonra, onunla daha uzun süre bir arada olmaya, yakınlığı ilerletmeye karar verdim! . / Güzel bir kadın saçma sapan da konuşsa dinlersiniz! . Bu saçmalıklarını değil, zekice sözlerini duyarsınız! . / Siz yalnız çekici, alımlı görünüşüne kaptırırsınız kendinizi! . / Bu güzel kadını sizin gözünüzde harikulade akıllı, ahlaklı yapar çıkar! . Büyülenmiş gibi eve döndüm o akşam! . / Onun ahlak mükemmelliğinin ta kendisi olduğuna karar verdim. Karım olmaya değecek tek insandı! . / Başımızı sokmadıkça aklımızın yerine geleceği yok! . Bu işin şaka olmadığını, ciddi bir sorun olduğunu kabul eden temiz delikanlılar yok değildi! . / Geçmişimi, hele son ilişkilerimi başkalarından öğrenmesindense benden öğrensin diye vermiştim hatıra defterimi! . / Biz konumuza dönelim! . / Önyargıları bırakabilsek! . / Sorunu kökünden çözmek gerekirse, / saygı gösterilir! . {11 Mart 2013 Pazartesi 03:33:47}
..

Devamını Oku
Kazım Karagöz

Pazartesi kendine isim mi bulamamış?
Sanki kendi başına bir gün mü olamamış?
..

Devamını Oku