**Pazar Sohbetinde Yaşanmış Anılar ım 35**

Evet gene Pazar sohbetimize kaldığımız yerden devam edelim.Yavuz evlenmeden gitmemekte kararlı,Türkiyeyi bilmediği için dışarı da çıkmıyor akşama kadar sigara içip oturuyor,gerçi saygılı çocuk ama? Oğlum Muratın kolu çok derin,
yandığı için onuda gün aşırı pansumana götürüyoruz Annem çok üzgün ama eşimi
suçluyor.-Sobanın üstünde çay kalk iç diyorum tamam diyor kalkmıyor çocukta kaşla göz arasında bobanın kapağını telle açmaya kalkmış çaydanlık ta koluna
döküldü kazağını çıkartmadan soğuk suya tutsaydık,akıl edemedik tabi etleri de sıyrıldı diyor.Neyse yavuza gölcükten
bir kız bulduk mahalle terzimiz meryem
ablanın köylüsü,hem istedik hem yüzük taktık ikiside bir birisini pek beğendi.
Nikah işlemleri ve alış veriş için kız Anne annesiyle meryem ablalara geldi ama ben hergün ayaklarım davul gibi şiş
vaziyette onlarlayım,o gün kız yavuza sinemaya götürmrsini söyleyince gölcüğe
dönmeleri ertelendi.Herşey hazırdı zaten
görümcem düğüne diye geldi biz hep beraber gölcüğe gittik ama kızın anne ve babası bizi beş karış suratla karşıladı annesi eşime dönerek.-Benim kızımı niye geç
yolladınız ben burada meraktan öldüm benim bir tek kızım var senin kaynananın
iki kızı var münevver ölse münire var
demesiyle eşim.-Allahtan kork bu kadın
ayakları şiş haliyle yuva yapmaya çalışırken sen ne diyorsun hem geç kalmayı kızına sor sinema isteyen o
hem benim karımın yerine sen öl demezmi
ortalık karıştı bizimkiler dönmek için arabaya yürürken bir yandanda yavuza sesleniyorlar ama o kızadan ayrılamıyor
evettt bu iş burada biter dediler noktayı koydular ben yavuza.-Bak ben aracı olurum gel sen vazgeçme dedim yavuz.-Yenge kız zaten bana annemden ayrılamam sen Türkiyeye temelli dönsen diyordu.Neyse kısmet değilmiş Bursadan
bir emekli Polisin kızıyla gene görücü usulü evlendirdik,onlar Almanyaya döndü
ama ben isterahat edemediğim için davul
gibi şişiyor ve sık sık sancılanıyorum
bir sabah artık dayanamıyorum.-Beni hastaneye yetiştirin ölüyorum dedim eşim
-Bak bugün pazar gatada doktor yoktur
ebelerin eline kalırsın,ben.-Hayır ben zeynep kamili istemem orada on kişi birden giriyormuş doğuma dedim,gittik gataya eşimin dediği gibi doktor yok acil olursa çağırıyorlarmış hem.-Ne korkuyorsun ilk değilya üçüncü çocuğunmuş demezmi ebe.-Kadın çıktı karnıma çöktükçe canım çıkyor sanıyrum.
-Hadi gayret bak doğuruyorsun ama nafile
ben -Daha benim bir ayım var sekiz aylık
hamileyim diyorum ama karnım gittikçe
şişiyor ve inanılmaz bir ac içindeyim
eşim-Rengin bembeyaz oldu diyor,ebeye
-Ne oldu hani hemen dğuyordu bebek deyince.-Olmadı ne yapalım belki yarın doğurur demesiyle,eşim beni aldığı gibi
Zeynepkamile götürdü daha ilk müdahale odasında acil kan anonsları yapılmaya ve doktorlar ameliyat haneye çağrılmaya başladı,meğer gatadaki ebe hanim altı aylık bir kursla ebe olmuş benim karnıma
bastırırken plasenteyi bebekten kopartmış iç kanamadan sürekli karnım şişiyormuş ve beş dakika daha geç kalsak hem ben hem bebek ölüyormuşuz,ben o anda ağrım sızım kalmadı ve ben tavandan kendime yapılan müdahaleyi izliyorum ve o anda filim koptu,meğer bebeğin kalp atışları zayıflayınca sezaryandan vaz geçilmiş doktorlar anneyi kurtaralım demiş ve bebeği forseptiyle alırken kaybetmişiz
ben kendime gelince doktor.-Bebeği kaybettik ama seni kazandık geride hem kızın hemde oğlun varmış eğer sen iterahat etmiş olsaydın bu bebeği kaybetmemiş olacaktın dedi.Evetttt yavuzun yuvasını kurmak pahasına bir erkek bebek kaybettik.-Bebeği görebilirmiyim dedim getirdiler çok güzel minicik burnu ablasına benziyor sanki uyuyormuş gibi.En kötüsü de meme saatinde herkesin bebeğini getiriyorlar
anneler şevkatle bakarak emziriyor ama benim kisi yok.Ertesi gün başhekim
eşime-Komutanım burada sizin bebekle ölü
doğan dukuz bebek var aileleri sahip
çıkmadı siz sakeri ambulansla gelmişsiniz bunlarıda sevabınıza gömer misiniz deyince onlarıda bizim bebeğin yanına gömmüşler.Evet bu haftalıkta bu kadar haftaya başka bir anımızla buluşmak dileğiyle hşça ve dstça kalınız
çok uzun diye sıkmadım umarım.
3.5.2008.Münevver Şenol.