*Pazar Sohbetinde Yaşanmış Anılar 8**

Dostlarım gene geldi bir pazar.küçük
oğlum Burak henüz bir kaç aylık biz İstanbul Kartalda oturuyruz,eşim şark hizmetini yapmadığı için Merzifona tayinimiz çıktı yıl. 1976
Annem -Bak oğlum bizi burada herkes tanır sen eve barka gelmiyorsun karın
genç güzel senin eve gelmediğini takip eden biri eve hısızlığa da girse ne malum derler zaten şark hizmetin 4 yıl askeri uçaklar her hafta kuryeyle gelir gidersin ben gelir sizde kalırım evini hiç dağıtma dedi.eşim
-Bak Anne ben burdaki arkadaşlarıma uyuyordum oraya gittim mi herşey burada kalacak söz dedi.Kendiside
MERKEZ Komutanlığına atandığı için
tam onun karşısında yeni yapılmakta olan evin beşinci katını tutuyor ev sahibi Esat Bal-Kaç çocuğunuz var deyince eşimde-İki buçuk deyince bunlar daha fazla sormuyor eşi fadimeye-Buçuk ne olaki ya hamile ya
bebek, ben soruyorum.-Bizim perdeler uyacak mı? eşim -Bilmem daha
camları yokki.Adam inşaat halindeki evi hem işinin karşsında hem yeni yapı ve yüksek ya,neyse ev sahibi evi
çabuk bitirdi,izinide olmadığı için
Ankaradaki büyük abisi geldi eşyalarımı zaten toplamış kolilemiştim,Ama Abisinin tutuğu kamyon kömür taşıyan bir kamyon olduğu için ne kadarda dikkatil sarsam halılarım simsiyah leke
olmuş ,neyse ev temizlenmiş ev sahibim fadime hanım -Sen üzülme sütün çekilir
biz halılarını bahçede bir güzel yıkarız yeni alınmış gibi olur dedi
eşim bir iki ay Anneme verdiği sözü tuttu zaten Merkez Komutanlığın yanında Askeri sinema onun bitişiği
as sb Ordu evi, bizim evle karşı karşıyayız arada garaj var tabiki tek katlı yazıhaneler ben eşimin nereye gittiğini görebiliyordum,mesai bitiyor bu dğru ordu evine giriyor giriş o giriş sabah mesai saatinde gene işine çünki oyun salonunda sabahlıyor,kış geldi sobalar yanmaya başiladı istanbulda
evimiz kaleriferliydi önceden lojmana yazılmadığı için puanımız yok lojmanda alamadık,oranın kömürünün adı çeltik çok kuvvetli ama çok yağlı borular tez doluyor aşağıdaki arkadaşta kütahyadan tayin geldi ama eşi her sabah kovalı sobanın kovasını doldurup hazır bırakıyor benimkinin işine gelmediği
için gaz sobası aldı her tarafı kapattığım halde ısınamıyorduk hem son kat yeni bina iklim soğuk bir gece çocuklar üşüyor diye sobayı sonuna kadar açtım uyumuşuz eşimde nöbetçi o gece arada bakıyor bizim lambalar yanıyor merak etmiş askeri yllamış ama biz duymuyoruz çünki rüzgardan soba sönmüş ve biz zehirleniyoruz.Asker -Komutanım çok
çaldım kimsede ses yok ama içerden gaz kokusu geliyordu demesiyle koşarak geliyor hemen camları kapıları açıp bize sarmısaklı yoğurtu
zorla ağızımıza veriyor ben sesleri duyuyorum ama müthiş bir baş ağrısı ve gözlerimi açamıyorum,hepimiz bir
gasyan ettik ki her yer battı,ertesi gün kadın yollayıp evi temizletti
fakat biz günlerce kendimize gelemedik,ev sahibim görünce halimizi -Bak ben çatıyı kiler olarak
kullanıyorum ama senin adamda iş yok çocuğun küçük gaz sobası burada olmaz biz kendimize kömür alırken sanada alalım senin kömürü tavana koyarsın al bu anahtarın biride sende kalsın.-Aman Allahım beni dünyada hep iyi insanlarla karşılaştırıyor sun şükürler sana dedim,benim annem bile çatım çöker diye koydurtmazdı vallahi,dedim ya
aradan iki hafta geçti soba bir tütü
her yer duman içinde eşim ise eve bile uğramıyor,neyseki ev sahibim bana anne gibi,ama günlerden pazar herkesin eşi evinde kime ne diyeyim,en iyisi ayağıma çektim eşortmanı elimde halat torbanın içine kocaman bir taşı sardım ipe bağladım çatıya çıktım garajda kim varsa hayretle bakıyor hiç oralı olmadım çünki oğlum bebek dumandan zehirlenecek bakıyorum ama hanisi benim baca bilemedim en iyisi ben çıkmışken hepsininkini temizleyim dedim başladım ipi bacadan aşşağı sallamaya her bacayı temizledim büyük bir iyilik yapmanın edasıyla ben çatıdayken ses duymuyorum ama indimki herkes merdivenlerde ben iyi
bir iş başarmanın edasıyla.-Bakın hepinizin bacasını temizledim deyince
onların ayak işlerine bakan kel Kadir
vardı,ev sahibim-Tamam bundan snra kel kadire niye para verelim hazır sen varken dedi ama bizim evden oğlumun garip sesleri geliyor,içeri bir girdim ki çocuğun yattığı divanın
üstü her yer kurum içinde oğlumun yüzü görünmüyor çocuk çırpnıyor hemen kaptığım gibi yüzünü yıkadım ama yağlı kurum sıvaşıyor tıpkı madencilere benzedi suratına baktıkça hem gülüyor sinirimden hemde ağlıyorum oğlumu emzireyim de bari çocuk zehirlenmesin dedim yazık arada
bir suratını ekşitiyor belliki boğazına kurum kaçmış,tabi benim evim gibi herkesin evi de batmış
ama şakaya vurdular,şimdi düşünüyorumda bunu büyük şehirde yapacaksın adamı mahkemeye verirler maazallah.Evet buda işte yaşanmış bir anıydı haftaya pazara görüşmek dileğiyle hoşça ve dostça kalın
18 11 2007 Münevver Şenol