Herkese Hayırlı Pazarlar,bu haftaki anımı ben hiç yorum yapmadan anlatacağım yorumu sizlere bırakıyorum,ama şunu bilin ki hepsi yaşanmış ve tamamen gerçektir.
Şimdi kısa bir özetten sonra anıma geçeceğim.Bizim düğün gecesi eşimin ailesi Almanyadan gelen Büyük görümcem le büyük bir tartışma yaşıyorlardı,
Ama kürtçe konuştukları için anlamıyorduk,gelin odasında yaşanan tartışmada görümcem gelin yatağında bayıldı suratına soğuk sular kolanyalarla ayılttılar,tabi özenerek yavru ağızı sire setenden yaptırdığım örtüm su ve kolanya lekeleriyle kaldı,meğer görümcem kocasının ölümünün
yedinci ayında evlendiği yeni kocasıyla geldiği için miş kavga,eşim bana
-Ablamın oğlu yaşar bizimle kalabilirmi,annesi evlendi diye eve dönmeyi düşünmüyor,başına bir şey gelmesinden korkuyorum da? Daha gelinliğimle oturuyorum düğün sürüyor ve yaşar benden bir yaş küçük,hiç düşünmeden
-Tabi kalsın diyebildim,.Artık o bizim oğlumuz oldu,şimdi bu çok uzun olduğu için ben finali öne almak diğerinide ilerde anlatmak istiyorum. Ben iki çocuk
annesi olana kadar yaşar bizdeydi.Biz kartalda oturuyoruz kızım ilk okula başladı oğlumda beş yaşında eşim.-bak bunlar büyüdü bir çocuğumuz daha olsun dedi çocuklarda kardeş isteyince bende kabul ettim ve hamile kaldım
o zaman mazot kıtlığı var ve nöbet arabaları sabah kalkmıyr akşam mesaiyle geliyorlar,eşimde şilede atafta görevli,ama onda bir tuhaflık seziyorum,nöbete daha sık kalıyor ,bir gün kızımın öğretmeni beni çağırdı.
-Sizin evde bir sorun mu yaşıyorsunuz kızınız sırasına kapanıp ağlıyor dedi.
Ben yarım ağızla yok dedim.Ogün halamın kızı Ülkü -Hadi gel biz beyoluna gidiyoruz ucuzluk var sende hamile jilesi bakarsın dedi.-Bende eşim nöbette
haberi yokken gidemem dedim.Eve geldiğimde baktımki gelmiş uyuyor,ama masanın üstünde bir poşet beyolundan aldığı gönmleğin poşetiydi, kafam karıştıbeyolu neresi şile neresiydi,hem bu nöbetçi değilmiydi? -Gittim uyandırdım bu gün seni beyolunda görmüşler deyince,
afalladı.-Ben nöbetçiydim dedi .-Bende gel o zaman ıspatla dedim.Biz arada sırada Kartal sahilinde bir kebapçımız vardı orada kebap yemeye
giderdik,-Bak gel seninle konuşacaklarım var yüzleşmeye snra gideriz dedi.
Oturduk bu başladı anlatmaya.-Geçen gün bir Almancı kadın geldi bende
onu bir askerin yakını sandım ama o lavobaya gidince masaya bıraktığı çantasında mark dolu bende bu nasılsa kendi ayağıyla geldi kalacağı bir ay ben bunun parasını yerim diye düşündüm,derken o arada yalovadan kalkan arabalı vapur kartal iskelesine yanaşmıyor da benim üstüme,üstüme geiyor sandım ve.-Bak senin her şeyine katlandım ama bukadarına katlanamam,
dedim onu orada bırakıp eve geldim çocuklara.-Ben anne annenize gidiyorum dememle onlar hemen giysilerini toplamaya başladılar,ben göz
yaşlaıma mani olamıyorum,elim karnıma gidiyor sanki onu hemen elimi atıp çıkarasım geliyor.Meğer kızım babasını o kadınla görmüş ve oda bunu fark edince bir taksiyle uzaklaşmış, kızım o küçücük aklıyla ben üzülürümde karnımdaki kardeşi zarar görür diye söylememiş bana.Eşim oradan halamın kızına koşup anlatıyor ve -Müniş seni kırmaz gel der geldiler,ama ben asla
kabullenemiyorum ve bir ara eşim o rtadan kayboldu birde baktık ki banyo
kapısının altından kanlar süzülüyor kapıda kilitli kapıya yüklendik açtıkki her yerini doğramış,çocukları anneme bıraktık onuda haydar paşa gataya.Devamını haftaya bırakalım çünki bu çok uzun görüşmek dileğiyle koşça ve dostça kalın.Münevver Şenol.6.4.2008
Kayıt Tarihi : 6.4.2008 00:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
neler paylaşılıyor birliktelik adına...
nelere katlanılıyor...
saygılar yüreğinize ve kaleminize...
TÜM YORUMLAR (1)