Herkese hayırlı pazarlar.
Bu günde biraz düşünecek birazda gülümsüyeceğimiz bir anımı paylaşacağım. Biz her yaz izinimizi eşimin ailesiyle benim ailemde eşit geçirirdik,Ama ne zaman Ankaraya gitsek annesi ertesi gün yataklar serilir hastalanır yatardı, ne kadar dikilelecek dikiş varsa oda beni beklerdi,eşimde arkadaşlariyla hasret giderir sabah bir çıkar gecenin yarısı her gece alkollü gelirdi.Aile kalabalıktı bir bahçenin içinde kaynım görümcem kaynanam,görümcemin dört kaynımın beş iki de benim çocuk,gerçi benim oğlum bebekti,kızım her yemek saatinde ağlar ben evimizdeki gibi ayrı tabakta yemek istiyorum,burada daha ben bir kaşık almadan yemeği bitiriyorlar derken kaynanam burada böyle alış sen sadrazamın kızımısn derdi,Tabi kocaman meydan sinisine kocaman bakır tabakta çala kaşık yemeye alışmış onlar,Eşime -Hiç olmassa bizi gençlik parkına götür dedim,aman Allahım kayanamla eltimin dışında herkes hazırlanmış kafile halinde gittik ama inanin ben bir şey anlamadım onların sevincini görünce çok mutlu oldum,eşim-Bir akşam ikimiz gideriz sen Neşe
Karaböceği seviyorsun ya dedi,o akşam tam hazırlandık çıkarken Annesi
-Gelirken bana kızarmış kelle alın dedi,ben eşime-Purogram başlamadan alalım çıkışta bulamıya biliriz dedim,da soğur buluruz deyince ısrar etmedim
ama saatler ilerledikçe onun huzursuz olduğunu da fark ediyorum ama as
solistte ancak çıkmış ben zaten onu seyretmek için gitmişim,baktım ki huzursuz olduğunu beli etmeye başladı çocukları bahane etti ve biz Neşe
Karaböceğin birkaç şarkısnı dinledik tabi dinlemek denirse kalktık ama her
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.