iki elti vardır bunlardan berfi bacı erzurumun yakın bir kasabasından öbür elti Hıtay horasanın dağ kasaba sındandır
herkez gibi onlarda ankaranın varoşları altındağda hazine arazisinden kendileine bir gecekondu yapmışlar eşleride ankara sebze halinde hammallık
yapmaktadır iki eltininde oğulları akran ve aynı sınıftadırlar.Berfi bacı kendini hep eltisi Hitaydan üstün görür ona dağlı derdi.Bir gün bit konturolünde Berfinin oğlu hasso da yani Hasan ama herkes ona hasso der Hitayın oğlu hıdır da bit görünce Öğretmen ikisinide eve gönderir yarın velilerinizle gelin der.Zaten evleri yan yana aynı bahçe içindedir.Berfi hasssoya-Oğlum ben sene diyeremki o dağlının yanına fazla sokulma bah bitleri heppiside sana geçti derken bir yandanda hassonun kafasını gazyağıyla ıslatıp sık tarakla tarıyor tarağa çıkan
büyük bitleri bş bir kibrit kutusuna öbür küçük biteride başka kutuya toplar
Hasso -Aney kafam yanıyo dedikçe tarağı
kafasına yiyiyor Hitay sa oğlu hıdırı almış içeriye perdeleride çekmiş oğluna sakın dışarı çıkmıyasın ha yengen edepsiz beni ona bulaştırma diye tembih ediyor.Ertesi gün çocuklarıyla okula gidiyorlar hemen berfi atıyor kendini öne.-Ögretmen hanım ögretmen hanım ahanda HÜDA şahittir bu büyük bitler hassoya emmisi oğli hıdırdan geçmiştir haşa bizim degildir.Ahanda bu küçcik bitler hassonundur.Diye topladığı bitleri kibrit kutusundan çıkarınca öğretmen bir çıglık atar.-Çabuk topla
onları görevliiiii çabuk bunları dışarı çıkartın diye bağırınca Berfi buna fena alınıyor öğretmene.-Bahan bak ögretmen hanım hanımlıgını bil bura senin babanin degil haaaaaaaa diye elini beline koyarak göz dağı verdi aklısıra oğlu hasoya dönerek -Gel benim yigidim kene itte bit yigitte bulunur der evet buda böyle bir anı olarak anılıyor şimdi.Münevver ŞENOL
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum