Patuli Şiiri - Necip Güleçer

Necip Güleçer
34

ŞİİR


12

TAKİPÇİ

Patuli

üşümek görmedim ben
böyle, it gibi...
rahmi yaralı bir kadın
tuttu ellerimi,
iki çocuk anası
sırtımıza çaldık ayazı yasak
İzmir karanlığı
hükümler giyindi,
utanmaz öpüşmemize.

seviyormuş sinkaflı cümleleri dümdüz,
beni de seviyordu yeminle
kokusu boynumda asılı
ağzındaki sigara kadar
kıskanmadım hiçbir hatırsını.

bir çay içimi seviştik
Kızlarağasında gözlerimizle
sonra tüm kordon boyu
Karşıyaka vapurları...
körüklü otobüslerce taşındık
Mithatpaşalardan
yaşanmamış iklimlere.

yalandan karım kesildi
kolumda en aşifte haliyle
ben esaslı bir hergele
keman resitaliydim
iki buçuk liraya
çingene küfürüyle.

yağlı kasketlerin altında
fayton sesleri
çatlayan nefesi bakla falının
saçıyordu günahımızı avuç dolusu
paçavralar giyinmiş
çiçekçi kadın.

ucunda rüzgar alazı
yırtıcı uçurumların
yakıyor adamın suratını
cehennem bir soğuk
gözbebeklerimize dek üryan
kibrit çaktık çoktan
kabukları soyulmuş
çıplak bir denizin
yosundan fitiline.

kopardık içimizdeki
lanetli meyveyi
güneşe yakın yerlere
çekildi ruhlarımız sürgün
limanlar inzibat rengi
gemiler aforoz melekleri.

küçük küçük sustuk
çöktü dipsiz kuyuların körlüğüne
demli bir akşam
bağışla bizi Homerosun kenti
ama dilenmedi hiçbir özür
yolculuklardan.

ve süpürdük sonbaharın altına
kalabalık sokaklarda
düşürdüğümüz parmak izlerini
külkedisi telaşımız
geçildi ayrılıklar antolojisine
döktü kucağıma memelerini, Patuli
son sarılmamız.

Necip Güleçer
Kayıt Tarihi : 15.6.2008 13:38:00
Hikayesi:


tamamen benim gördüğüm bir hayaldir

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Canan Aksoy
    Canan Aksoy

    Güçlü bir kalem.

    Cevap Yaz
  • Elvan Çetinkaya
    Elvan Çetinkaya

    yaşanılası hayaller....güzel günler.......okumaya doyamadığım daldığım ve çıkamadığım bir eser...

    Cevap Yaz
  • İdris Akmetin
    İdris Akmetin

    Özellikle kadın,müstehcem konuları işeyen ve şehvet kokan şiirler her nedense daha çok ilgi çekiyor beğeniliyor. Toplumumuzun yapısındanmı açlığındanmı ?

    Cevap Yaz
  • Mehmet Dokumacı
    Mehmet Dokumacı

    Üniversitenin ilk yılında Türk Dili ve Edebiyatı dersindeyiz.Ders hocamız muhteşem bir insan olmakla birlikte gelenekselliği siyasi parti düzyinde slogan edinmiş bir adam.
    Bedri Rahmi'nn 'KARADUT' şiiri ile Necip Fazıl'ın KADINCIĞIM şiiri mukayeseli olarak işleniyor.Münazara havasında hararetli bir sinerji ortamı var.Sinerji diyorum, çünkü sınıftaki hemen herkes hocanın hoşuna gidecek youmlarla şiirleri analiz ediyor.Fakat onlar gibi düşünmediğimi bilen hocamız beni de tartışmanın içine çekmek için alaylı ve sevecen mimiklerle beni tahrik eden cümleleri yüzüme bakarak bana püskürtüyor.Yıl 1994.Nihayet benim konuya dahil olmayacağımı anlayan hocamız konuyu aynen şu cümlelerle toparlıyor: 'Gördüğünüz gibi arkadaşlar Bedri Rahmi'nin şiirinde Sosyalist Kültürün gelenkelrinde olduğu gibi 'kadın orta malı' Necip Fazıl'ın şirinde ise Türk Kültürü'nde olduğu gibi kadın evinin ve eşinin çiçeği' Hocamız bu özeti tamamladıktan sonra 'Mehmet sen geri durmazdın niye katılmadın hasta mısın, yok mu bi görüşün? dedi bana.
    'Var elbet hocam sözünüz bitsin bekledim' dedim. Derse girmeden önce gazete vardı elimde, Genelev Patroniçesi MANOKYAN'ın vergi şampiyonu olduğuna dair bir manşeti vardı gazetenin' dedim. Hoca, çıt çıkmayan sınıfta iki tur attıktan sonra şunu diyebildi: 'İyi de Mehmet eğitimde kötü örnek örnek sayılmaz ki..

    Cevap Yaz
  • Ali Oğuz İyidiker
    Ali Oğuz İyidiker

    Sinyali Hocam, Mehmet Hocam ve Selçuk Hocam 'ın bir münazarasına dahil olacak kişi attığı her adımı dikkatli atmalıdır...
    ben de şimdi parmaklarımın ucunda sekerek bütün dikkatimle yaklaşıyorum...ve kimseye cevap niteliği taşımayan birşeyler yazıyorum; zira bahsi geçen şahısların herbiri ne dediyse tartıp da söylemiştir...

    sanatın içtimâi ahlâka ne denli tesiri varsa; içtimai hayatın kendisinin de sanata bir o kadar etkisi vardır diye düşünüyorum...zira ne sanatçı yaşadığı toplumdan soyutlanabilir ne de o toplum okuduğundan, dinlediğinden etkilenmeden yapabilir...

    ama benim dikkatimi başka birşey çekiyor... dünyadaki herkesi, her şehri, her toplumu birbirine benzeten küreselleşme, sanat eserlerini de birbirine benzetmeye başladı..

    öyle ki ;
    yukarıda asılı şiirin tarzında bir şiir bundan elli yıl önce bir isyanı, bir başkaldırıyı, kısaca sol bir duruşu yansıtabilir; toplumda süregelen ahlaksızlığı, eşitsizliği, (sinyali hocamın dediği gibi bir ironiyi) yansıtıyor olabilirdi..

    gelgelim bugün bu deyiş şekli o kadar sık ve benzer şekillerde kullanılıyor ki; iletişim araçlarının yaygınlığı ile beraber bunları okumadan günümüz geçmiyor...( buada şairin sanatçılığına birşey demeden, şiirin muhtevasını kastediyorum)

    dolayısıyla artık bu duruş sol bir duruş bu deyiş de farklı bir deyiş olmaktan çıkmıştır...
    hele bu şehir insanının psikolojik buhranlarına ve köhneleşmiş hayal dünyalarına atıfta bulunan şiirler hiç de yeni değildir...

    artık benim yaşımdaki insanların kendi yaptığım bir hesaba göre Türkiye ' de ancak yüzde 35-40 ının bir jenerasyon ardındaki babası köyde yaşamaktadır..
    şehir bizim için hayatın kendisidir ve kalabalıklar içindeki yarı azgın, yarı hırçın yarı hayvansı bizler bu şiirlerle kendi sapıklıklarımızı ancak kendimize itiraf ederiz...
    ifşa ederiz...
    dolayısıyla artık yeni bir '' yeni deyiş şekli '' türetmemiz gerekiyor diye düşünüyorum...
    şehirlerdeki azgınlığımızdan ziyade hala içimizde kalmış o insan tarafları ortaya dökerek...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (70)

Necip Güleçer