Patronsuz Kalan Köpekler 42

Serhat Çalışkan
283

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Patronsuz Kalan Köpekler 42

Madam Beki ve Hilal caddenin karşısına geçip,deniz kıyısındaki parka gitmişlerdi.Aslında kapalı bir mekanda oturmak istemişti Madam Beki ama Hilal konuşacaklarını diğer insanların duymasından korkmuş olacaktıki açık havada oturalım diye diretmişti.Çocuk parkında banklardan birine oturdular,Hilal az ötedeki kefeteryadan çay alıp gelmişti.Madam Beki söze başladı
---Bak Hilalcim sana şimdi söyleyeceklerimi iyi dinle,Çünki senin için çok önemli şeyler söyleyeceğim.
--Buyrun
---Sen bu Muratla evlenmeyi düşünüyormusun,tabii nişanlı olduğuna göre evet
---Henüz nişanlı değiliz
Hilal bunu neden söylediğini bilmiyordu.Sanki kadın birşeyler biliyormuş gibi gelmişti,aklınca yada bilinçaltına yerleşmiş korkular sonucu Muratla ilişkim resmi değil demeye getirmişti.
---Madam beki önce ben anlatayım
----Sus lafımı kesme,ben daha yaşlıyım önce dinle.Ben çok zenginim aklının ve hayalinin alamayacağı kadar param var.Ama gel görki bir işe yaramıyor,Çünki ne bırakacağım bir çocuğum,ne bir akrabam var.Evimdeki sandıkta bile kilolarca altınım var,yıllarca evimi kimseye açmadım,temizlikçi tutmaya bile korktum, hep bana yaklaşanların paramı alcağını sandım.Ama yaşlanıpta dört duvar arasında yalnız kalınca o parayı yiyecek gücüm,neşem kalmayınca anladımki boşuna yaşamışım.
---Peki şimdi bunu neden bana anlatıyorsunuz
---Seni ve nişanlını sevdim,iyi insanlarsınız.Ben paramı hayır kurumlarına bıraksam yerine ulaşmasından korkuyorum.Ve son birkaç yıldır yeni evli bir çifte servetimi bırakmayı kafama koymuştum.Siz çıktınız karşıma,Eğer evlenip beni nikah şahidiniz yaparsanız,bütün servetimi size bırakmaya hazırım.
---Ama nasıl olur,daha bizi doğru dürüst tanımıyorsunuz bile,
----Tanıyorum,Murat bana herşeyi anlattı
Hilal korkmuştu,Muratın kadına ne anlattığını çok merak ediyordu
---Herşeyi derken,
---Senin öğretmen olduğunu,kendisinin heykeltraşlıktan pek para kazanamadığını,bu yüzden üç yıldır evliliği ertelediğinizi,Birde üstüne Muratın dilsiz bir kardeşinin eğitimini üstlendiğinizi,
---Eeee
--E si bende hem sizin yuva kurmanıza,hem o dilsiz çocuğun eğitimine,vesile olmak istiyorum.
---Paranızı neden kimsesiz çocuklara,yada şehit ailelerine bırakmıyorsunuz?
---Şehitlere para bırakmak bana utanç verir,çünki birincisi kırkbeş yıldır bu ülkede yaşamama rağmen ben bir türk değilim, ikincisi Türkiye cumhuriyetinin şehidinin Bekinin bıraktığı üç beş kuruşa ihtiyacı olmaması lazım,bu devletin ayıbı.Ben o kutsal insanları,o mukaddes mertebedeki insanları ezemem.Çocuk esirgeme kurumuna gelince,onlara zaten daha evvel büyük bağışlarda bulundum,Ben kendimi ancak böyle mutlu hissedeceğim,sizde benim ve Kristo'nun gençliğini görüyorum.Bende öğretmendim,beden eğitimi öğretmeni,Kristoysa bir yazardı,yani Murat gibi bir sanatçı,ne yazıkki yazdığı hiç birşey o hayattayken işe yaramadı,
---Peki nasıl zengin oldunuz?
---Hem onun hemde benim ailelerimiz zengindi,ikimizde evin tek çocuğuyduk ve mirasçılar olarak büyük servetlerin sahibi olduk.Sonra Türkiyeye göçtük,buraya geldikten kısa süre sonra henüz otuzlı yaşlarımızdayken bir trafik kazasında Kristo öldü.Tam otuz yıldır yalnızım,ve artık yaşım yetmişleri bitirdi.Servet koruma içgüdüsüyle birdaha evlenmedim,bir çocuğumuz vardı oda babasından dört yıl sonra arkadaşlarıyla gittiği balıkavından dönemedi.Şimdi herşeyimi size bırakarak parçalanmış ailemde yakalyamadığım mutluluğu,yeni bir aile kurulmasında vesile olarak yaşamak istiyorum.Bunun bana çok görme.Sizden tek istediğim,ölene kadar beni bırakmamanız,beraber yaşayalım demiyorum,sadece arada uğrayın konuşup görüşelim,yalnızlık asla açlıktan daha küçük bir fukaralık değil.Bunca servet içinde öylesine fakirimki,
Yaşlı kadın son cümlesinden sonra gözyaşlarına boğulmuştu,hıçkıra hıçkıra ağlıyordu,'' beni bırakma,beni bırakma'' diye Hilalin ellerine yapışmıştı.

Hilal yaşlı kadının ağlamasından etkilenmiş onu teselliye uğraşıyordu,tabii bu esnada kadına kendi hikayesini anlatamamıştı,kadının bütün dünyasını yıkamazdı,ona nasıl Muratın terörist kendisininde ona şimdilik yatakçılık yapan bir hain olduğunu söylerdi.Madam Bekinin Hilale vadettiği servet öyle hesaba gelebilecek birşey değildi,sınırları olmayan bir servetten sözediyordu.Hilalin ve Muratın ömür boyu hiçbirşeye ihtiyaçları olmadan yaşayabilecekleri bir servet.Ama buna evet demek biraz zordu,çünki birincisi sadece zengin olmak için yakalatmayı düşündüğü bir teröristle evlenmek istemiyordu,hemde diyelim servetin büyüklüğüne kapılıp evet dedi,evlenmeleri olanaksızdı,çünki Murat devlet tarafından aranıyordu,Hilalde böyle bir servetin varisi olduğunda devlet buna belkide müsade etmeyecekti çünki şüpheli bir ölümde adı geçmişti,
Birkaç ay önce ölen Azize hanımın annesi bir çocuğu sahiplenmesi karşılığında,Madam beki ise Muratla evlenmesi karşılığında kendisine servet teklif ediyorlardı.Sinirden kahkaha attı,ve kısık sesle söylendi'' al sana servet,hazır birde aile,adam var,çocuk var,para var,ev var allahtan belanımı istiyorsun''
---Duyamadım
---Size demedim efendim,bunu düşüneceğim,tek başıma karar verebileceğim bişey değil,Muratlada konuşmalıyım.

Serhat Çalışkan
Kayıt Tarihi : 2.1.2008 22:49:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Serhat Çalışkan