Hilal ve Muratın gizli görüşmeleri birkaç ay sürmüştü,Murat uzun zamandır adresini sadece Hilalin bildiği bir evde kalıyordu,Hilalin halasının evinde yakalanabileceğinden korkmuş,ordan ayrılmıştı.Hilalde bu esnada birkaç sefer polisle irtibata geçmiş,fakat Muratın adresini verememişti,
Her seferinde onu ihbar etme hrsıyla karakola gidiyor fakat bir türlü bunu yapamıyordu.Ona karşı duyduğu aşk bunun önüne geçmişti,Hilal kendini vatan haini gibi görüyor,kimseyle konuşmuyor,kimseye birşey anlatmıyordu.Geçen sürede Arzu evlenmiş,Salimle Antalyaya yerleşmişti,bir kaç sefer telefonla görüşebilmişlerdi,Arzu her dafasında Hilale onunla hala birlikte olup olmadığını soruyor,Hilalde her seferinde ondan ayrılmak istediğini,onu yakalatmak istediğini fakat bunu yapamadığını söylüyordu.
Sadece aşk değildi,Hilalin çekimser kalmasının sebebi,Muratla görüştüğü bir şekilde örgütün diğer elemanlarınca duyulmuştu.Hilale eğer onu ihbar ederse kendisinin ve ailesinin hayatınıda tehlikeye atacağı söylenmişti.Yani tehdit altındaydı.
Yine bir şubat günüydü,16 şubat 1999
O gün Hilal erkenden kalkmıştı,öğlene kadar çalıştığı ana okuluna uğrayıp,maaşını alacak,öğleden sonrada maaşının bir kısmını Murata götürecekti,
Evet Muratın Hilali gönderdiği adresteki arkadaşı bekledikleri kadar parayı vermediği için,murat para sıkıntısı çekmeye başlamıştı.Ve bu durumda hilalin maaşı artık sadece kendisine değil,iki kişiye yetmek zorundaydı,
Buna bir anlam veremiyordu.Sözüm ona vatanı bölmeye cüret edecek kadar güçlüydüler,güya bütün şehirlerde adamları vardı.Ama kaçak bir militana bakamıyacak kadar acizdiler,ve asıl içler acısı olan onların bakamadıkları militana üç aydır Hilalin bakıyor olmasıydı.Bu durum Hilalin psikolojisini bütünüyle çökertmişti,artık tüm varlığıyla örgüte hizmet ediyordu.Bundan kurtulmanın,bu şerefsizliğe sonverip,ihaneti bitirmenin bir yolu olmalıydı.
Maaşını çekip,muratın yanına giderken yol boyunca bunları düşünmüş ve nasıl olduysa tam mahalleye girmek üzereyken aniden karar değiştirmişti,Hızlı hızlı ordan uzaklaşıp caddeye çıktı.Karataşta eski yahudi evlerinden birinde kalıyordu murat.Sahibi Beki adında yahudi bir kadındı.Kocası yıllar önce ölmüştü,kendiside oldukça yaşlıydı,paraya pula pek ihtiyacı olan biri değildi,Murat bir heykel traş olduğunu yunan mitolojisi üzerinde çalıştığını söylemiş,bu sayede kadının evini çok ucuz bir paraya kiralamıştı.Hilal mahalleden çıkıp caddeye vardığında bir taksi çevirmek üzereyken,Madam Bekinin yanında onüç ondört yaşlarında bir çocukla kendisine doğru geldiğini farketti.Çocuğun iki elinde iki poşet vardı.
Poşetlerden biri ilaç poşetine benziyordu,Madam Beki belliki yine hastalanmıştı.Diğer poşetteyse ekmek ve gazete vardı,
Hilali tanımadan yanından geçmek üzereydilerki,seslendi
---Beki teyze
Yaşlı kadın oldukça zorbir hareketle başını biraz havaya kaldırmaya çalışarak sese doğru baktı.
---Kimsiniz
---Benim Beki teyze Hilal.Kiracınız Murat beyin nişanlısı.
Kadın Hilali tanımış olmanın verdiği rahatlıkla yanındaki çocuğa döndü
---Tamam evladım sen gidebilirsin, Hilal benigötürür.
Çocuk Hilalin bişey demesine fırsat vermeden poşetleri eline tutuşturduğu gibi geldiği yöne doğru koşmaya başlamıştı.Belliki Madam Beki'ye yardım etmekten epey sıkılmıştı.Madam Beki hilalin ilaç poşetini aldığı koluna girmişti bile,biraz alaycı fakat kısık bir sesle,
---Buldun belanı,hadi bakalım beni eve götür.Seninle birer kahve içelim hem sana anlatacaklarım var.
Hilal meraklanmıştı,acaba Madam Beki kendisine ne anlatacaktı? Yksa o da halası gibi Muratın terörist olduğunu öğrenmişmiydi,en iyisi onun söylemesine yada Kendisini sorguya çekmesine fırsat vermeden, bütün olanı biteni anlatıp,sonrada bu yaşlı kadınla beraber polise gitmekti,
biraz durakladıktan sonra,tedirginliğini ölçmeye çalışır bir sesle
---Beki teyze senden önce benim anlatacaklarım var.Ama evde olmaz,şöyle bir parkta filan oturalım.
Devam edecek
Serhat ÇalışkanKayıt Tarihi : 1.1.2008 23:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!