Bieziklerini bozdurduktan sonra eline fena sayılmayacak bir para geçmişti.Üzülmüştü annesinden emanet aldığı bilezikleri bozdurduğuna ama eninde sonunda bir iş bulacağına ve bilezikleri geri alacağına inanıyordu.
Aldığı paradan bakkal,manav borçlarını ödeyip,bir miktarda elektrik ve su için ayırdıktan sonra alışveriş yapmış eve gelmişti.Yıllarca alıştığı Arzunun yokluğu daha üçbeş gün olmadan yüreğine oturmuştu.Arzu inatçıydı,gerçi küs ayrılmamışlardı ama ilk giden Hilal olmadan gelmezdi bunu biliyordu.
Daha fazla onu görmeden yapamayacağını düşünüp,içindeki inadı kırıp Arzunun evinin yolunu tutmuştu.Adresi biliyordu ama yinede eve varmadan aramıştı.Arzu onun evini ziyaret etmesine çok sevinmiş,sanki o bağrış çağrış ayrılığı unutmuş gibiydi.Kucaklaşıp öpüşmüşler,sanki hiç ayrılmamış gibi muhabbete başilamışlardı
--Arzu nerde seninki
---Salimmi
----Başkasımı var
---Yok canım,o kadarda değil, daha yeni evli sayılırız
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim