Hilâl eve geldiğinde Arzuyu harıl harıl ders notları kurcalarken buldu.Arzu özel okulda Fransızca öğretmenliği yapıyordu ama öyle mesleğine aman aman bir düşkünlüğü yoktu.Sadece ilerde belki daha farklı iş kollarında kariyer edinebilirim düşüncesiyle bu mesleği seçmişti.Arzunun telaşını gören Hilâl meraklanıp sordu
---Hayırdır,sınav filanmı var yarın?
---Sınav yarın değil biraz sonra
---Nasıl yani?
---Ders vereceğim çocuk gelecek,konu başlıklarına şöyle bir göz gezdiriyorum.
---Arzu bu konuda anlaşmamışmıydık,ogelmiyecekti sen gidecektin
----Hilâl bu imkansız,hem onu çağırdım bile biraz sonra burda olur.Sen biz çalışırken pek ortalıkta gözükme,çocuğun dikkati dağılmasın
Hilâl daha fazla Arzuyla tartışmanın faydasız olduğunu anlayıp konuyu kapattı.Arzu o çocuğun vereceği üç beş kuruş için yapmıyordu bunu,adı gibi emindi.Kesinlikle bu çocukla birşeyler yaşayacaktı,bunu hissediyordu.
İlk çayları doldurmuşlardıki kapı çaldı,gelen oydu.Arzunun ders vereceği çocuk elinde büyük bir defter ve kocaman bir Fransızca sözlükle kapıda dikiliyordu.Kapıyı Hilâl açmıştı
---İyi akşamlar,Arzu hanım evde değilmi
---Evde buyur.Sen arzunun ders vereceği öğrencimisin?
--Yaa.Ben pek istemiyorumda annem illede özel ders al diyor
İçeri girdiğinde oldukça rahat tavırlarıyla dikkat çekiyordu.Daha Hilâl ve Arzunun bile yabancılık çektiği eve sanki kırk yıldır orda oturuyormuş gibi girmişti.Kanepenin en ucuna oturup,Hilâlin yüzüne bakarken Arzu elinde çay ve kek tabağıyla içeri girdi
---Hoşgeldin Salim
---Hoşbulduk Arzu hanım.
---Birer çay içip öyle başlayalım,ne dersin
---Benim için sakıncası yok,
Çaylar birer taneyle kalmamıştı,Arzu Salime boşalan her bardaktan sonra birtane daha alırmısın diye soruyor,Salimde her defasında evet yanıtını vweriyordu.Neredeyse bir demlik çay bittikten sonra Hilâl ve Arzu artık Salim hakkında bir çok şey biliyorlardı.İçki kumar düşkünü bir babanın ve hemşire bir annenin dört çocuğundan en büyüğüydü.Babası içki bağımlılığı yüzünden devlet demir yollarından atılmıştı,iki yıldır seyyar satıcılık yapıyordu.Annesi ve kardeşleri Salimin biran önce okulu bitirip kendilerini kurtarmasını bekliyorlardı.Ama o fransızca öğretmeni olmak değil,turistlere rehberlik etmek istiyordu.Yazları Akdeniz sahillerindeki otellerde çalışıyor.Bir an önce kapağı yurt dışına atmaya çalışıyordu.Aslında ingilizceside fena değildi ama annesi illada Fransızcayı ilerletmesini istiyordu.Arzuyla Salim odaya geçip derse başladıklarında salonda yalnız kalan Hilâl halâ Azize hanımı ve tüyler ürpertici hikayesini düşünüyordu.Acaba Hilâli Mavi yol dersanesinde daha ne sürprizler daha ne saçma rastlantılar bekliyordu.Bunları düşünerek uzanmış televizyon seyrederken uyuya kaldı.Birbuçuk saatten fazla kanepede öylece uyumuştuki Arzunun sesiyle uyandı
---Hilâl kalk yerine kızım,orda üşürsün.Seninle uğraşmayalım
Hilal kanepeden doğrulup Arzuyu karşısında görünce
---Gittimi?
---Hıı gitti,yarın yine gelicek
Devam edecek...........
Serhat ÇalışkanKayıt Tarihi : 12.1.2007 17:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!