Azize hanım o gün ders aralarında ve ders çıkışı öğleden sonra gittikleri çay bahçesinde bütün hayatını,daha doğrusu hayatına damga vuran son altı yılı anlattı Hilâle.Hemde eksiksiz,en ufak bir ayrıntıyı bile atlamadan.Hilâl onunla birlikte dolaşmaktan bile korkuyordu artık.Ya benide öldürürlerse,ya benide rahatsız ederlerse diye tereddüte düşüyordu kendi içinde.Ama Azize hanımıda kaderiyle başbaşa bırakmaya gönlü razı olmuyordu.Savcılığa gitmeye razı edememişti.Azize hanım dersaneden ayrılacağını söylemişti.Sabah Hilâlden saklamaya çalıştığı kağıdın istifa dilekçesi olduğunu söylüyordu.Kendisi yüzünden bütün dersanenin,öğretmenlerin,öğrencilerin huzurunu kaçırmak istemiyordu.Hilâl bir ara Azize hanıma kızgın bir ses tonuyla sordu
--Peki Azize hanım devlet sizi niçin yalnız bıraktı.Korumaya almadı,çalışmak zorunda bırakıldınız?
---Hayır Hilâlcim,devletimize allah zeval vermesin onlar beni korumak istediler,hatta iki yıl sürekli evimi gözetim altında tuttular.Attığım her adımdan haberdar oldular.Ama takdir edersinki tek asker kocam değildi,her askerin ailesine devlet koruma verse ne olur düşünsene.Hem bunu birazda ben istemedim,Serkan büyüdükçe biraz daha bu olayı unutsun istedim.Parasal sıkıntım yok benim.Bu köhne dersanede çalışmamın sebebi biraz izimi kaybettirmek içindi.Üç yıldır bu dersanedeyim,dersaneden çıkınca doğru oğlumun yanına giderim,ordan anneme gideriz.Annemde burda oturuyor.
---İyi ama ömrünüzü saklanarakmı geçireceksiniz.
---Ben oğlum büyüsün,işini eline alsın ondan sonra köye yerleşirim diye düşünmüştüm.Emekliliğime urda iki üç sene kaldı
--Neden devlet okullarında görev yapmadınız
---Yaptım,oniki yıl devlete çalıştım,Türkiyenin dört yanını gezdim,ama sonra baktımki devlet okullarında çalıştığım sürece izimi daha kolay buluyorlar.Bu dersaneyi buldum.Benim asıl adım azize değil,zaten dersanewdeki belgelerimde görmüşsündür belki.Adım Eminedir.Müdür beyden rica ettim,adımın Azize olarak lanse edilmesini istedim.Sağolsun yardımcı oldu.Sormadıda neden diye.Çünki ona verdiğim belgelerde bir illegallik yok.
--Peki şimdi ne yapacaksınız?
---Dersaneden ayrılıp,yine başka bir yere gideceğim.Serkana daha olaydan bahsetmedim.Zaten onun çantasına koydukları kağıdı Allahtan farketmemiş,ben yazıyı tanıdım.Aynı kalemden çıkmış.
Hilâlin şaşkınlıktan aklı durmuştu.Bu ne içinen çıkılmaz bir durumdu.Şehrin göbeğinde Eşkiyalar bir edebiyat öğretmenini tehdit ediyorlar,ailesine zarar vermekle korkutuyorlar ama kimse birşey yapamıyordu.Ayrıca Azize hanım olayı dillendirmemeye çalıştığından,güvenlik güçleride olaydan habersizdi.İzmir emniyeti elbette Azize hanımı korumaya alırdı,ama Azize hanım ömrünü devlet korumasında geçirmektende ziyadesiyle sıkılmıştı.Yeni bir kimlik,yeni bir meslekle kimsenin kendini bulamıyacağı bir anadolu kasabasında yaşmayı bile düşünüyordu.Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında,üstelik ülkenin en büyük metropollerinden birinde yaşanan bir savaş vardı ve bu savaştan malesef kimsenin haberi yoktu
Devam edecek...........
Serhat ÇalışkanKayıt Tarihi : 11.1.2007 14:48:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Serhat Çalışkan](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/01/11/patronsuz-kalan-kopekler-14.jpg)
bu güzel fakat antolojinin özelliği şiir
istersen böyle şeyleri daha farklı programlarla yap.
ama güzel olmuş.
biz senin en çok şiirlerini görelim,
TÜM YORUMLAR (1)