Hilâl ve Arzunun veda yemeği tam bir komediye dönmüştü.Saatlerce sarmaya uğraştıkları sarmalar ocakta,Hilâlin özene bezene açtığı böreklerde fırında,Arzunun büyük zamanlama hatasına kurban gitmiş,iki tepsi,bir tencere kömür elde etmişlerdi.Allahtan komşuları bu iki acemi kızı fzala zorda bırakmayıp kendi yiyeceklerini kendileri getirmişlerdi.Vedalaşma faslı bitipte herkes evine gittikten sonra,gözlerinde biriken damlaları akıtmamak için direnen Hilâl biraz olsun efkar dağıtmak için Arzuya takılıyordu
--Birdahaki sefere veda yemeği vereceksen gündüzden hazır bişeyler alalım,gerçi sen onlarıda ısıtırken yakarsın ama....
--Yaa yeter ama ne yapayım,senin Muratını dinlerken dalmışım.Sende öyle uzun uzun anlatmasaydın sevgilini
--Yani şimdi benmi suçluyum
---Tabi,sen beni lafa tutmasaydın unutmazdım.Hem aslında börekler çokta yanmamıştı,yenirdi yine
--Yersen yenir tabide,börek olduğuna inanmazlar bizi dava ederler diye getirmedim.
Tam Arzu cevap verecektiki,Hilâlin telefonu çaldı.Murat arıyordu.Boyayı yaptırmış,tesisatı onarmış,temizliği sizmi yaparsınız bi kadın tutup yaptırayımmı diye soruyordu.
Hilal temizlikçiye verecek paraları olmadığını,kendilerinin temizleyeceklerini söyleyip telefonu kapatınca Arzu kızdı
--Ben ev filan temizleyemem kızım,o camlar kaç aydır silinmemiş,raflar toz içinde,banyo,tuvalet ovulacak bir haftada anca yaparız
--Abartma Arzu,iki oda bir salon ev.Bir günde temizleriz,ayıp kızım,iki tane genç kız,temizlikçi tutarsak mahalleli ne der
---İyide biz çalışan insanlarız,bizi kimse kınamaz.
---Vallahi benim temizlikçiye verecek param yok.Hem şimdi tut birini temizlesin desem,Murat onun parasınıda almaz bizden hepten rezilliğimiz çıkar.sanki kasıtlı yapıyomuşuz gibi olur
--Aman bee,veririm ben kaç paraysa,allahaşkına ara söyle,tutsun birini,yoksa yalnız temizlersin bak söyliyim.
Hilâl,Arzuyu ikna edemeyeceğini anlamıştı.Ama Muratı aramadı.Ertesi gün kendisinin halledeceğini söyleyip,konuyu kapattı.Sonra birkaç gün önce dersanede yaşanan olaylardan konuştular,Arzunun annesi rahatsızlanmıştı ondan konuştular.Ama asıl mevzu Arzunun evde bir erkek öğrenciye ders vermesiyle ilgili tartışma olmuştu.Arzu birşey olmaz diyordu,ama Hil3al eve yabancı bir erkeğin girip çıkmasını istemiyordu.
--Niye o geliyo,sengit
--Anlatamadım galiba,çocuğun babası çok içiyomuş,zaten evde üç kardeşi daha varmış,yani gürültünün eksik olmadığı bir ev
---İyide Arzucum kazık kadar adamı eve alıcaz,konu komşu ne der
---Kazık kadar dediğin daha ondokuzunda
Hilâl asıl çocuğa değil,Arzuya güvenemiyordu.Çocuğu görmüştü,yakışıklı bir gençti,dil otu yutmuş gibi gevezenin biriydi.Yani Arzuyu ayartmasından korkuyordu,Çünki Arzu eğer biraz gözü tutarsa öyle arada yedi sekiz yaş varmış filan bakmaz,anında yakınlaşırdı çocukla.Zaten Muratın biriki sefer eve girdiğini gören ev sahibi yaşlı kadın hemen lafı yapıştırmıştı''Bak güzel kızım öyle erkekleri toplamayın eve,mahalle burası adınız çıkar sonra''Hilâl kadına Muratın kendisinin sözlüsü olduğunu söylemesine rağmen kadın yinede pek yumuşamamış'' Ne yapam sözlünse,evlenmeden girmesin eve,ya bırakırsa seni.Ah gızım ah,bizim bubalaramız bizi nişanlımıza düğün günü gösterirdi''
Kadın biraz eski kafaydı,ama aslında Hilâl bu durumdan memnun olmuştu,çünki ancak böyle bir kadın Arzuyla başa çıkabilirdi.En azından arzunun iki günde bir değişen sevgilileri evi ayak yolu yapamazlardı
Devam edecek.....
Serhat ÇalışkanKayıt Tarihi : 9.1.2007 13:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!