Muratın yanından ayrıldıktan sonra İzmirin kenar mahallelerinde ev aramaya başladılar.Aslında Bornovada oturmak istiyorlardı ama ev kiraları Bornovada bütçelerinin çok üzerindeydi.Saatlerce dolaştıktan sonra Gürçeşme Polis karakolunun altında bir mahallede tam aradıkları gibi bir ev buldular.İki katlı bir binanın giriş katı boştu ve görünüş itibarıyla pekte yüksek kira istenecek bir yere benzemiyordu.Kiralik yazısının altına not düşülen telefonu aradıklarında karşılarına çıkan adam evin hemen üst katında oturduğunu söyleyip aşağı inmişti.Oldukça yaşlı,zayıf bir ihtiyardı evin sahibi.Hasta olduğu konuşurken ikide bir öksürmesinden ve ciğerlernden gelen hırıltılardan belli oluyordu.Ev iki oda bir salondu,kirasıda fena değildi.Uzun zamandır kiraya verilmediğinden biraz tadilat vardı evde,ama kırığı döküğü yoktu.Bir boya,iyi bir temizlik,bir iki tesisat onarımıyla pekala oturulabilecek hale getirilirdi.Evi anlatırken bir ara yaşlı adam aniden durdu
--Yalnız aileye vermek istiyoruz
Arzu çok kızıyordu bu lafa
--Amca biz kelaynak sürüsümüyüz.Bizimde bir ailemiz var
--Kızma güzel kızım,bekarız diyorsunuz,bekara vermez yengen burayı.Bizim koca karı biraz terelellidir.
--Sen anneyi çağır,biz onu razı ederiz
Adam üst kata çıkıp,beş dakika sonra yanında kısa boylu,oldukça şiman,bembeyaz saçları,düşük çenesi,seyrek dişleriyle tonton bir nineyle geri indi
--Alın size yenge,anlatın bakam beni dinlemez bu
Hilal kadını ikna edeceğinden emin bir ses tonuyla
--Teyzecim,bu amca vermez dedi ama biz teyze bizi kırmaz dedik.Evini kiralasana bize.
--Ne iş yaparsınız siz? Ananız babanız yokmu başınızda?
--Öğretmeniz biz.Bu sene başladık göreve.
Kadın inanmıyordu,emin olmak istiyordu
--Deki valla öğretmenim.Geçende iki adamla bir kadın geldi,doktorluk okuyoz dediydi kız,
--Eee
--Sonra çıktı,meğer pavyonda çalışırmış yelloz
--Yok teyze ya,valla öğretmeniz biz.
Uzun süren pazarlıktan sonra,kadın razı olmuş evi kiralamışlardı.Mahaleden ayrılırken etrafı tanımaya çalışıyorlar bir yandanda konuşuyorlardı.Arzu heyecanla sordu.
--İç mimar değilmiydi seninki
--Hıı?
--Murat canım.İç mimarım dediya,evin tadilatında bize yardımcı olur artık
--Bilmem,daha yeni yeni alışıyoruz birbirimize.sıkıcı olmayalım.
--Manyakmısın kızım,sevgilin dekorasyoncuyken başkasına yaptırıcaz boyasını neyini
Eve geri geldiklerinde saat sekizi geçmişti.Artık Çandarlıda son bir kaç günleriydi.Komşularıyla,arkadaşlarıyla ayrılacaklarına üzülüyorlardı.Arzu bir yere alıştımı kolay unutamazdı orayı.
--Hilal
-Hıı
--Bi veda yemeği versekmi
-Ne yemeği,ne yemeği
-Veda yemeği kızım.Birbuçuk yıldır buradayım ben,şimdi öyle sessiz sedasız gitmek olmaz.
--Arzu saçmalama,sanki yurtdışınamı taşınıyoruz,geliriz arada
Nekadar uğraştıysada Hilal vazgeçiremedi Arzuyu.En sonunda pes edip veda yemeği vermeye razı oldu.Eve taşınmadan bir gece önce yakın arkadaşlarını,komşularını çağıracaklardı.Aslında Arzu çokta haksız sayılmazdı,çok iyilikler görmüşlerdi Çandarlı halkından,bu insanları belki ömürleri boyunca unutamayacaklardı.Onlarla son bir yemek yiyip,helallik almak pekte fena olmazdı.
Devam edecek.....
Serhat ÇalışkanKayıt Tarihi : 7.1.2007 13:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!