Patrick, yirmi dört yaşında Jamaika asıllı, siyah ırk´dan bir İngiliz vatandaşı ki bununla da oldukça övünüyor.
Annesi ikinci kocayı da öldürdükten sonra, oğlu kadar İngiltere´yi fazla benimsemeyip 'Bıktım bu memleketten' diyerek anavatanı Jamaika´ya geri dönmüş.
Manchester üniversitesinde Ortadoğu uzmanı olmak için, kah Suriye, kah İran, kah´sa Türkiye´de, ortadoğu aşkına kısıtlı bütçesiyle hafif hafif sürünürken, uzmanlığa doğru da ağır ağır ilerliyor.
Ben, ondan, lise de kalmış İngilizceyi öğreninceye kadar; o her gün üç saat anamı ağlatıp, Türkçe´yi nerdeyse ana dili gibi öğrenip memleketine dönüverdi. Biz de yine 'What is this-it is a book'ta
kalakaldık...
Çok gülmek isteyipte gülemeyince sağ kaşının üzerindeki bir kas adeta seyiriyor.
Bizim bıyık altından gülmenin, İngilizcesi olsa gerek. Yani İngilizlerde -doğal olarak- bıyık altından gülme hadisesi bize göre, daha bir üst düzeyde oluyor! .
Gülme ihtiyacı çok fazla. O yüzden sağ kaşının üzerindeki kas her gün fazla mesai yapıyor.
Ciddi şeyler konuşurken, insanda tuhaf bir alışkanlık haline geliyor, sağ kaşının üzerine bakmak.
Her gün belli bir saat gramerden sonra pratik yapmak amacıyla serbest konular konuşurken, özellikle 'Turkish demokrasi! ' ile ilgili konuşmalar esnasında, sağ kaşı üzerindeki kasın sürekli oynaması
sinirimi bozuyor...
Adamlar disiplinli, bizim gibi değil... Her gün fırça. Allahtan fırçalar Türkçe de, ne dediğini anlıyorum bari...
- Ama siz yine bugün dersinizi çalışmamışsınız, niçiiin?
- Ee, biz bu dünyaya ders çalışmaya mı geldik be Patrick.
* * *
Allah´la, kitapla pek işi yok... Anlatırsan İngiliz nezaketiyle dinliyor ama öyle fazla kulak kabarttığı falan da yok.
Derken, bir iki gün aniden ortadan kayboldu.
- Nerdesin oğlum kaç gündür?
Sağ kaşının üstündeki kas adeta dans ediyor.
- Düşünebiliyor musunuz, sünnet oldum ben yaaa...
Haydaaa. Müslüman da oldun mu bari?
- Yok yaa. Ama kelime-i şahadet getirttiler.
Bizim Patrick hamamda tanıştığı adamlara, sünnetden söz açınca adamlarda 'Gel yarın seni sünnet cemiyetine götürelim' deyip Gürsu´da Refah partisinin organize ettiği toplu sünnet düğününe götürüyorlar...
Oydu buydu derken, Allahuekber bizim Patrick kesiliyor...
'Acuyo' diyor ders çalışırken... E.. Acucak o kadar Patrick, diyorum, biz ana evladı değil miydik zamanında.
Türkiye hakkındaki yorumları pek iç açıcı değil. Her fırsatta eleştiriyor.
- Anlamıyurum yaaaa! . Siz çok milliyetçisiniz. Her tarafta Atatürk resmi var... Zaten o entellektüel değildi ki, sadece bir askerdi. İyi savaşıyordu hepsi o kadar...
- Sizin memleketi yedi düvel paylaştı mı hiç, Patrick?
Boğazlardaki turistik amaçlı gemilerinize, çakır gözlerini dikip 'Geldikleri gibi gidecekler' diyerek, kulaklarından tuttuğu gibi sürüveren bir Gazi´ye de, eşek değiliz ya, minnet borcumuz var be Patrick.
Üstü başı barut kokusu, günler geceler savaştığı düşmanını denize döküp İzmir´deki karargâhına girerken, çılgın bir kalabalığın 'Çiğne de geç paşam' diye ayakları altına serdiği düşman bayrağını yerde
gördüğünde 'Kaldırın bu bayrağı yerden. Bayrak bir milletin şerefidir' diyebilen kırk yaşındaki bir başkomutan, biraz entellektüeldi be Patrick... Ne dersin?
İngiltere nireeee, Çanakkale nire... Sizin ne işiniz vardı ki buralarda... Yiyecek ekmeğiniz, içecek suyunuz mu kalmamıştı oralarda Patrick?
Şu kaşının üstündeki kası da dinlendir Allahaşkına artık...
Bak beş yaşındaki 'İrma Hacımuratoviç' omurga ve karnındaki şarapnel parçaları yüzünden ömür boyu yürüyemeyecek...
Anladık bizde demokrasi tam değil, de; ama bak senin
eski başbakanın Thatcher ne diyor dinle:
'Bosna´da olanlar tam anlamıyla korkunçtur. Bu ülke Kamboçya gibi kuvvet gönderemeyeceğimiz kadar uzak bir ülke değildir. Bu savaş Avrupa´nın ortasında, içinde yaşadığımız kıtada cereyan etmektedir.
İnsanlar vahşice katledilip, küçük çocuklara tecavüz edilirken, bölgeye sadece gıda ve ilaç yardımının yeterli olduğu inancını taşıyan ideal nasıl bir idealdir? ...
Bu ne biçim idealist Avrupa´dır? Bunların tümü insanlık adına utanç lekesidir.
BUNDAN BÖYLE AVRUPA´DA HİÇ KİMSENİN, İNSAN
HAKLARI KONUSUNDA BİR DİGERİNE VAAZ VERMEYE HAKKI YOKTUR...'
* * *
Bizim gibi değil; tam demokrat ülkeler, parlementosunu topa tutan
Yeltsin´i destekleme kararı alıyorlar...
Dört Ekim Hayvan Hakları' gününde, Türkiye, gelişmiş ülkelerden tepkiler alıyor! ...
Düşünebiliyor musun Patrick? Anlamıyurum yaaa! ...
Kayıt Tarihi : 28.9.2005 16:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!