Patlak Hasan'ın Değirmen
Bütün bölgenin ihtiyacını karşılayan su ile çalışan buğday mısır öğüten tek değirmen idi Patlak Hasan'ın değirmeni. Çocukluğum bazen Dedem bazen amcam bazende annem babam ile o değirmene Eşşek sırtında veya öküz arabası ile buğday öğütmeye gidip gelmekle geçmişti. Patlak Hasan'ın değirmenine kaç kere gidip geldiğimin sayısını bile bilmiyorum...
Patlak Hasan gözleri yuvalarından dışarıya çıkmış gibi iri gözlü iri cüsseli dev gibi bir adamdı. Değirmene ne zaman gitsem ondan hep korkmuş ve ürkmüşümdür. Sırf ben değil benim yaşımdaki hatta benden daha büyük yaştaki insanlar patlak Hasan'ın bu heybetli halinden korktuklarını söylüyorlardı.
O zamanlar herşey insan ve hayvan gücüyle. Makine hiç kimsede yok. Bir çift öküzün varsa zenginsin.
Ekinleri yani buğday ve arpaları biçmek için harman etmek için saplarından ayırmak için günlerce haftalarca uğraşıyor çalışıyorduk. Öküzler ile düğen dediğımiz aletle buğday sapları üzerinde saatlerce dönüyorduk. Aksama eve girdiğimizde yorgunluktan kımıldayacak halimiz kalmıyordu...
O yaz harmandan daha yeni kalkmıştık. Buğdayları daha öğütmemiş yani un haline getirmek için değirmene gitmemistik. Babam birgün,
Gün ışığındaki hissemize razıydık
Saadetinden geçtik
Ümidine razıydık
Hiçbirini bulamadık
Kendimize hüzünler icadettik
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta