Duman kaplamış dağları
Rüzgar, buz gibi esiyor
Savuruyor tozu toprağı
Sıcacıktı heybemdeki patatesler
Yeni haşlanmış
Yiyordum onları teker teker
Yarabbim! Hemde bu havada
Küçücük bir kız duvar dibine çömelmiş?
Duvarı siper eylemiş
Yaklaştım ağır, ağır
Minnacığın elleri morarmağa başlamış
Sık sık ağzına götürerek
Ellerini nefesiyle ısıtmağa çalışıyor
Ara sıra
Üşüyen ellerini
Göğsü ile bacakları arasına sıkıştırıyordu
“Ne arıyorsun burada, niye geldin? ”
Sadece..gözlerime diktiği naçar kalmış bakışlar
Heybemdeki patateslerden
Uzattım birini
Daha soymadan kaptığı gibi
Boğazından
Transit geçiriverdi
Çabucak soyuverdim
İkincisini
Vermeden!
İkaz ettim
Yavaş, yavaş yemesini
Arkasından üçüncüsü
…dördüncüsü
….bu çocuğun hali
derinden etkilemişti beni
…gözlerinde minnettarlık
Al yanaklarında gülücükler beliriverdi
Sorduğumda
Bana adını söyledi;
“Zeynep”
Kimin kızısın?
Şevket Çoksever’in
Tanıdığım nalbant Şevket’in
Yukarı mahalleden
Görmediğim en küçük kızı
Şevket amcanın
Minicik üşümüş ellerini
Avuçlarıma aldım.
..Ovalayıp
Isıttım
Bir patates daha soydum
Eline verdim
..o yerken
Kalan patatesleri de
Entarisinin ceplerine
Koyuverdim.
“Ee arkadaş neden buradasın? ”
-Annemin çok sevdiği vazoyu kırdım
-Bilmeden oldu, çok korktum
-Kaçarak buraya saklandım
Cebimdeki eldivenleri ellerine takıverdim
Hemen yeleğimi de giydirdim
Kaşkol umuda başına sarınca..
Kızcağızın keyiflendiğini hissettim
..Nihayet
Küçük arkadaşımla birlikte yola koyuldum
Ankara 3 Şubat 2005
Bekir GedikoğluKayıt Tarihi : 14.3.2005 14:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Güzel bir şiir
Tebrikler
TÜM YORUMLAR (3)