Gün eğimi-
yoğun ışın kanda;
bir ten çağı aşan yüzeyleri yangınlarla
kül lığda kan akışa serpiyor
toz- - öğlen vaktinin köpüğü.
Yoğun ışın kanda-
dalga uğuldamıyor çağıldamıyor çavlan;
gün eğimi- -düşey gölge,
dikkat kesilmiş öke kan vadide gölden.
Batıda aklanlara basa basa uzaklaşan
erguvan gurub çınıldıyor;
gün eğimi iniyor şakaklara
kara bir ışın şakaklardan
kulak önlerine yanaklara doğru.
Ten çağı- ak kağıtta söz
ömrün özsuyuna basa basa yürüyor
başaklara us tozanları.
Işıklarda yurtlanıyorsun- Sen;
ışın talaşlarından geri bir kalıtın yok.
Sonra dizge gölgeye kayacaktır
ve gölgeden saf karanlığa;
Samanyolunda bir çoban
ağıllara çekecek sürülerini-
yeni evrenlerde yeniden doğmuş
özdek ister- Sen bilincinle dirilsen!
Ancak, yeniden doğuşa dek
ışıkta tozumuş us.
Evrende öte güçlerle savaşmış
bir Tanrının uğrayabileceği bela
boyunca yolda akşam oluyor;
şakaklarda gölgeler yanaklarda gölgeler-
bir yıldız dizgesinin eridiği denli
artık bu akşamın güne devri yok.
Kayıt Tarihi : 25.10.2002 16:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!