Kalk fotoğraf çekinelim
Kaldıralım başımızı semaya
Madde, makine, çirkinlik, pas bir kenarda kalsın
Hazin bir Eylül yanımızdan öylesine geçmez bekleyeceğiz
Tabi ki bırakacaktır izini
Belki dikenli tellerini omuzlarda ya da yırta bilir yüzümüzü
Toprağın Kılıç'ı ile düellosu başlar rüzgârın
Ben topraktan yana olurum
Neydensem ondan yana olurum
Üstüne asfalt döküp geçemem
Bir devrimci nasıl olurda gömülür betona
Şark dillerde bir serseri Yahudi ağıtı okunur onlar için
Şark için tan belki ağırdı uzakta ve döküldü kanları yine uzakta
Seslerini duyamayacağımız kadar uzakta
Yavaş yavaş günün bekâretini silerdi onlar,
Onlar ki,
Her gün bir tutam dökülen saçlarımın sebebidir belki de
Şehrin dehlizlerin de gizlenmekteyim, Yahudi değilim
Fakat bir isyan bekliyorum, seher yelinde
Hamurumun içine üç esas kalubelada şayi kılınmış
Fikir, yalnızlık, Filistin
Ve ölümüne direniş! Ölüm kader, direnişte ölmek şeref!
Ezan sesi duyuluyor, burada olduğumuzu anlarlar.
Fakat kiralıktık hepimiz, işimiz bitene kadar
8-5 yaşatılan düşence ile sınırlıydık.
İnancımız dillere mahpus! Şiirler satılık!
Sen vezirlere sattığın şiirleri ne zaman geri alacaksın Abraham
Kelimelerim bir liseli edasıyla hoyrat!
Bir küheylâna binip gitmeliyim şimdi
Arkamda kirletilmiş sevdaları bırakarak
Artık buna ne kadar gitmek derlerse
Bırakıyordum ardımda benzi solan, hoş bir kahkaha ile gelen geceyi...
Kayıt Tarihi : 17.1.2021 21:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!