Eskimiş çarıklarınla yalpalaya yalpalaya yürüyorsun..batmak üzere olan güneş önünde..kısık gözlerle oraya bakarak dengesiz bir şekilde karanlığın içine doğmaya gidiyorsun..çünkü senin güneşin zifiri karanlık...orada buluyorsun kendi benliğini..elindeki eskimiş köstekli saate kırışmış gözlerinle bakıyorsun..dudaklarda bir tebessüm beliriyor..Kuşlar yuvalarına göç ediyor parçalı bulutlar eşliğinde ..yürürken bacağına acı veren bir şey var..iri büyük ellerinle cebini karıştırıyorsun..bir kalem...yeşil kurşun bir kalem..işte hayallerin geliyor gözünün önüne..o kalemin nice kalemlerle yan yana gelip başı dik bir şekilde yaptığı icraatlar,bulunduğu ortamlar...kalemin dans edişi başka kalemlerle...yeşil kalem artık pörsümüş..kurşun bayatlamış..arka cebine usulca sokuyorsun kalemi..maziye gülüp geçiyorsun..belki de zamanın acımasızlığına..ama maziyle yaşayamazsın.güneş batıyor ve koşmaya başlıyorsun.arkana bakmıyorsun çünkü bakarsan arkana düşersin. Sahildeki küçük ahşap yalıya doğru ilerliyorsun...Derin bir nefes alıyorsun..ıslak ahşap kokusu içine huzur veriyor..yağan yağmur ne de güzel bir koku bırakmış..deniz gökyüzüne aynalık görevini üstleniyor...çarıkların birini sağa digerini sola fırlatarak nasır tutmuş ayaklarını sıcak kuma daldırıyorsun ama sıcak kum sen de tiksinti uyandıyor nedense...bu yüzden hemen denize koşuyorsun...ayaklarını suya soktuğunda kan akışını hissediyorsun ve bir rahatlık yayılıyor vücudunun her yerine..daha ileri gidemiyorsun denizde...mazinin başına çızdıği bir yara hala canlılığını yitirmemiş..sıcaktan çatlayacak olan başın suya sokup çıkarıyorsun..ama işte güneş,deniz,kum bunlar seni tatmin etmiyor...karanlık,sessizlik,ıssızlık ve yalnızlık içini aydınlatıyor tıpkı dolunay gibi..o paslananlar öyle kalmayacak yok olup gidecek diyorsun..paslantıyla çelişkiye düşerek
Emrah Yıldız 2Kayıt Tarihi : 6.1.2018 10:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir ihtiyar delikanlı gördüm
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!