Lânetlenmiş toprağa, yağmur bile yağmazmış,
Sen, günahkâr gönlüme, yağan sevap gibisin.
Gökten melek inmezmiş, güneş gece doğmazmış;
Öyleyse, sen gözümde, hoş bir serap gibisin...
Her yaş, bahçende yeni bir çiçek daha açmış,
Ve her çiçek, tenine güzel kokular saçmış.
Olgunluk, güzelliğe değer katan ilaçmış,
Sen, gönlümde yıllanmış, lâl bir şarap gibisin.
Masalsı gecelerde, gökyüzümde taht kuran
Kutup yıldızımsın sen, şavkı ömrüme vuran.
Gönlümün tellerinde keyfince gezip duran
Sevda nağmelerini çalan mızrap gibisin.
Açıp tenini örten o eflâtun tülleri
Ayan edip sinende açmış renk renk gülleri.
Sevdanın deryasına düşen tüm gönülleri
İçine çekiverip yutan girdap gibisin.
Bazen şuh bir duruşun, bazen işve, bazen naz,
Her sayfası bir şiir, her satırda başka haz.
Tekrar tekrar okunur, elden hiç bırakılmaz,
İlâhî bir kalemden çıkmış kitap gibisin.
Gündüz, çiçek bahçemsin; karanfiller, lâleler
Gece başka âlemsin, bakışında şûleler...
Gülüşün ay ışığım, gözlerinde hâleler,
Geceme füsun katan mavi mehtap gibisin.
Gönlümün dileğini ezelden bilir gibi,
Yüreğinin içinden, sevgiyle gelir gibi,
Sesinde bir zerafet, her sözün şiir gibi
Gönlümü tesjir eden hoş bir hitap gibisin...
Kayıt Tarihi : 12.6.2016 18:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.