dört çemberli bir fıçının içinde yıllanan
buruk bir kırmızı yüreÄŸim ben
içeni mest eder hikayem…
Hey! Panayot,
lodos bozar şarabı hadi!
zamanı aktaralım diÄŸer fıçıya
telaş yok bre!
kaç lodos atlattık biz,
kaç lodosu kattık şaraba
iki fıçı arası ne hikayeler birikmiştir
yüreÄŸinde Yako
Marika!
hey gidi Marika,
yıllanan bir şarap tadısın
damaÄŸımda
bir rakkasenin kalçalarında şiir
ve bir şarkı gibisin
konuştuÄŸunda
Gözlerin
ki yangı yeridir yüreÄŸimin
esip,
uzaklara giden bir lodosun
kabaran gözlerinde anılar
ve anılar kilitlenir yine
en kuytu köşesine mahzenin
şaraba karışmaktalar
şaraba tat veren anılar…!
Bir AVŞA mahzeninde anılar yatık öylece
Ölümden korkmuyorum artık,
Ölmekten korkmuyorum artık,
Damar damar kanıma işleyen sessizliğimle
Kalbime yumruk yumruk vurulan ıssızlığımla
Alnımın yazısını ne yapsam bozamıyorum.
Bir şişe şarapta unutuyorsam eğer herşeyi
Öyle yenildim ki kendime
Artık kimi yensem boş
Öyle çaresiz bıraktım ki kendimi
Bütün çareleri tüketerek
Bir olacağa teslim ettim kendimi
Belki her şey bu kadar basitti
Van Gogh kulağını kesip
bir
orospuya verdi
orospu
hunharca fırlattı
kulağı
Kimbilir yalnızlığı benim kadar
Karlı dağların en yüksek tepeleri mi
Terkedilmiş şehirlerin caddeleri mi
Gökyüzünün yıldızsız geceleri mi
ben, bir ömür boyunca yalnız
Azalmaktır.
Kendine yabancılaşmaktır.
Tek başına kalmaktır bir istasyonda.
Bir köşeye çekilip,
Herkese yol vermektir.
Suskunluktur.
İçini dökmektir dağlara.
Sevgiden yoksunluktur.
Yarın korkusunu yaşayıp,
Kendinden uzaklaşmaktır.
Tutsaklığıdır canın tene.
El yordamıdır karanlıkta.
İçindeki sürek avına sabırdır.
Bir soluktur efkara.
Akrepsiz yelkovanıdır yaşamın.
Teslim olmaktır iç dünyaya.
Yön;
Önünü, ardını bilmektir.
Yanılmalarını ortadan kaldırıp,
Bulunduğun yere gitmektir.
Rüzgarda duman olup tütmektir.
Deniz feneridir açık denizlerde,
Yüreklere sızı düşerken.
Yakamozdur
Işıktan yol yol.
Karanlıkta
Bir yeri eşerken
El feneri,
Aydınlıkta yanılgıya düşerken
Tanyeridir
Yön.
Batarken güneş gibi
Bir gruba dönüşmektir ufukta.
Kuzey yıldızıdır gecede,
Sonsuzluklarda pusula.
Öfke;
Gülde dikendir.
Bazen son sözün,
Bazen iki gözün
İki çeşme.
Akarken kuruyan pınardır bazen.
Yakamozlarla dinlenirken
Birden delilenen tusunamidir denizde.
Bir mum ışığı gibi titreyen aydınlıktır.
Boradır,
Tipidir.
Gözü karadır,
Sözü yaradır.
Kontrolden çıkışıdır aklın.
Lav püskürten yanardağdır.
Patlamaya hazır bombadır öfke
Ölüm;
Gözyaşına dokunup
Kullanılmış bir bedene dönmektir.
Birazda tarih olup,
Yanarken sönmektir.
Tepki vermeyen ettir.
Şuurun kaybolmasıdır sonsuzlukta.
Fotoğraflarda surettir.
Bir ilmektir.
Yaşamdan
Kendini
Silmektir.
Ölüm…
aynı kadınla iki kez
evlenerek hayatımı mahvettimdemiş
William Saroyan.
hayatlarımızı mahvedecek bir şeyler
her zaman vardır,
William,
neyin veya kimin
bizi önce
bulduğuna
bakar,
mahvolmaya hep
hazırızdır.
mahvolmuş hayatlar
olağandır
bilgeler için de
ahmaklar için de.
ancak
o mahvolmuş hayat
bizimki olduğunda,
işte o zaman
farkına varırız
intiharların,ayyaşların,hapisane
kuşlarının,uyuşturucu müptelaları
ve benzerlerinin.
varoluşun
menekşeler kadar,
gökkuşağı
kasırga
ve
tamtakır
mutfak
dolabı
kadar
olağan
bir
parçası
olduklarının.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!