Tarih yanıltmıyorsa, bir ağustos ayında,
İlk hadise görülmüş, çırpıcı çayırında.
Olaya hemencecik, koşmuş büyük kavuklar,
Padişaha arz etmiş, o günkü dalkavuklar.
Padişah hiç sevmezmiş, genelde lalasını,
Çok acele çağırtmış, en büyük halasını.
Gürlemiş tez vurun, lalamın kafasını,
Hemen bulun getirin,anamın kalfasını.
Emir padişahındır, almışlar yaka paça,
Getirilmiş huzura, elbise paramparça.
Padişahın huzurunda, diz çökmüş bu zavallı,
Kapı kulları memnun, hepsi de andavallı.
Şevketlu padişahım...emrin nedir kuluna,
Boynum kıldan incedir, canım feda yoluna.
Padişah çok yumuşak, korkma kalfa sakın sen,
Bilirim ki suçun yok...paşa yaptım seni ben.
Kalfa paşa olunca, çok tedirgin kavuklar,
Buna memnun olmamış, haremdeki tavuklar.
Paşa ciddi mi ciddi, fazlasıyla namuslu,
Entrikalar dönemez, gözleri bundan puslu.
Kayıt Tarihi : 23.1.2006 22:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!